Peygamber (sas) Mescidinin İmamı; Muhammed El Bâkır

Peygamber (sas) Mescidinin İmamı; Muhammed El Bâkır

Ehli Beyt Mektebi Derslerinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Peygamber (sas) Mescidinin İmamı: Muhammed El-Bâkır” başlığında, İmam Muhammed el-Bâkır’ın hayatının çeşitli yönlerini anlattı. Bir yönü ile devrin siyasi, akidevi ve ahlakî yapısının işlendiği derste, Hocamız her zaman olduğu gibi yine çok önemli mesajları bizlerle paylaştı.

Dersten Cümleler

• Hz. Ebû Bekir’in son anları…

• Hz. Ömer’e emanet edilen sandık ve içerisinden çıkan yazı…

• “Bana halife olarak belirlediğiniz maaştan ailemi geçindirecek kadar kısmı harcadım, bunlar ise kalan kısımdır. Bunlar çocuklarıma miras olarak bırakamazdım. Bunlar Beytülmalin hakkıdır ve oraya konmalıdır.”

• Ömer dedi ki: “Allah sana rahmet etsin Ey Ebu Bekir! Vallahi kendinden sonrakilere yaşanmaz bir miras ve örneklik bıraktın.”

• Sahabenin örnekliği zor bir örnekliktir.

• Muhammed b. Ali, yani Muhammed b. Zeynelabidin yada bilinen ismi ile Muhammed el-Bâkır’ın hayatına misafir olacağız.

• Onun künyesi oğlu Cafer-i Sadık’tan dolayı Ebû Cafer’dir.

• Bakırü’l-ilm: İlimleri yarıp derinliklerine ulaşan, geniş ilimleri elde eden, ilmin aslını ve gizliliklerini bilen anlamındadır.

• Lakapları: “el-Emin, Şakir, Hadi, Sabir, Şahid”

• Şebih, benzeyen demektir. Dedesinin dedesi, Resulullah’a çok benzediği için böyle denmiştir.

• İmam Muhammed el-Bâkır: “Dininize ait meselelerde cedelleşmeden/tartışmaktan sakınınız. Çünkü cedelleşme akıllarınıza şüphe tohumları eker ve ayrılıkların nedeni olur.”

• “Halif turaf” yani “muhalefet et tanınırsın”

• Babası: İmam Zeynelabidin, annesi Hz. Hasan’ın kızı Fatıma bint Hasan…

• Doğum tarihi konusunda iki rivayet var, ya Hicri 56, ya Hicri 57… 57 olması daha güçlü bir ihtimaldir.

• Yaşı 4 olunca, Ehli Beyt tarihinin en feci, en acı hadisesi olan Kerbela’yı yaşıyor.

• Yaşadığı dönemi halk ve yönetim cephesi şeklinde değerlendirmek gerekiyor.

• “Bu nasıl bir sevgi? Sizin sevginiz yarın Allah katında bize ar/utanç vesilesi olacaktır.”
demişti. Ve insanlara; “Bizi İslam sevgisi ile seviniz” diye öğüt vermişti.

• “Evet, o sıddıktır, evet, o sıddıktır. Her kim ona sıddık demezse Allah onun sözünü dünya ve ahirette doğrulamasın ve onu yalancılardan yazsın.”

• Irak taraflarından gelen Cabir b. el-Cafi isimli zata, karşı İmam Muhammed el-Bakır der ki: “Ey Cabir, duydum ki Irak’ta bir topluluk bizi sevdiklerini iddia ediyorlar ama Ebu Bekir ve Ömer´e dil uzatıyorlarmış. Hem de kendilerine bu emri benim verdiğimi söylüyorlarmış. Onlara derhal şu sözümü ulaştır, de ki: Ben onlardan Allah için uzağım. Muhammed´in nefsi elinde olan (yani kendi nefsi) Allah´a yemin ederim ki, eğer ben vali olsaydım, onların kanını almak suretiyle kendimi Allah´a yaklaştırırdım. Eğer ben o ikisi için mağfiret ve bağışlama dilemezsem, dedem Muhammed (sav)´in şefaati bana erişmesin. Şüphesiz onların fazilet ve üstünlüklerinden habersiz olanlar, ancak Allah´ın düşmanlarıdır. Onlara de ki, ben onlardan uzağım. Kendilerini Ebu Bekir ve Ömer´den uzak sayanlardan da uzağım.”

• Yine şöyle söyledi: “Her kim Ebu Bekir ve Ömer´in üstünlüğünü tanımıyorsa sünnetten haberi yok demektir.”

• “Ehli Beytimden ve aile efradımdan kimi gördüysem hepsi Ebu Bekir ve Ömer’i dost bilir, onları önder olarak kabul ederlerdi. Allah ikisinden de ebeden razı olsun.”

• Süfyaniler, Mervaniler…

• Abdülmelik b. Mervan: “Bu artık seninle son buluşmamız!”

• Abdülmelik b. Mervan’ın oğlu Velid’e vasiyeti: “Oğlum benden sonra halife sensin. Sen tahta geçince Haccac’ı gözet ve ona ikramda bulun. Çünkü minberleri sizin emrinize veren odur. O senin kılıcındır ey Velid! Onun aleyhine konuşanları dinleme. Onun sana muhtaç olmasından ziyade, sen ona muhtaçsın. Ben ölürsem, sana biat etmeleri için müslümanları çağır, kim başıyla sana “Hayır!” derse, sen de kılıcınla o kafayı kes… Ben ölünce kaplan zırhını giy, kılıcını kuşan! Sana karşı çıkanın boynunu vur, susup ses çıkarmayanlarsa, onlar zaten ölü gibidirler.”

• Süleyman b. Abdülmelik, o silsile içerisinde, en âlim, en adil, en gayretli sultanlardan biriydi.

• Süleyman b. Abdülmelik öleceğini anlayan Süleyman, danışmanlarından âlim bir zat olan Reca b. Hayve’yi çağırarak onunla kendinden sonra kimi halife tayin etmesi konusunu istişare etti. Reca, Süleyman’a, yeğeni Ömer b. Abdülaziz’i önerdi.

• Ömer b. Abdulaziz Hicri 99’da, İslam ümmetinin başına geçti. Baba tarafından Emevî, anne tarafından Ömerî’dir.

• İbn Sa’d, Tabakatı’nda, Münzir b. Ubeyd’den naklen aktarıyor. Diyor ki: “Ömer b. Abdülaziz Cuma günü, namazda hutbe okuyarak hilafete geçti. Aynı günün ikindi namazında Ömer’i gördüm tanıyamadım. Beli bükülmüş, saçları ağarmış, gözleri çukurlaşmış, o kadar kısa bir zamanda öyle değiştiğine inanamadım.”

• “İki sınıfı düzelttim, işler rayına girdi?” Merakla sordular: “Neydi o iki sınıf?” Dedi ki: “Ulema ve Ümera” yani “Âlimler ve Emirler”

• Bir grup insan İmam’ın yanına geldiler ve onun Mehdi olup, olmadığına dair çeşitli sorular sormaya başladılar. İmam dedi ki: “Ben Mehdi değilim. Eğer şimdilerde biri Mehdi diye isimlendirilecek olsa o Ömer b. Abdülaziz’den başkası olmaz!”

• “Sana Allah’tan korkup sakınmanı, elinin altındaki tüm yaşlıları baban, küçükleri oğlun, yaşıtlarını ise kardeşin gibi görmeni tavsiye ediyorum.”

• Ömer b. Abdülaziz bu tavsiyeden o kadar memnun oldu ki, dedi ki: “Vallahi bize bütün hakikati içeren bir nasihatte bulundun. Eğer söylediğini yerine getirirsek ve Allah bunu yaparken canımızı alırsa, muhakkak hayra ulaşmış oluruz.”

• “Her kavmin seçilmiş bir kişisi vardır. Ümeyyeoğullarının seçilmiş kişisi ise Ömer b. Abdülaziz’dir. O kıyamette onlardan ayrı olarak haşr olunacaktır.”

• “Merhaba Ey Büyük Zatlar! Merhaba Ey insten ve cinden olmayan zatlar!”

• Yezid b. Abdülmelik’in tahta geçişi…

• Hişam b. Abdülmelik’in tahta geçişi…

(2737)