Hayatın Nabzını Tutmak

Vakfımızın 5 senedir devam ettirdiği Suffa Meclisleri Sohbet Halkaları çalışmasının 3. muallimler toplantısı Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın yapmış olduğu “Hayatın Nabzını Tutmak” konulu dersiyle icra edildi.

Dersten Notlar

Suffa Meclisleri yürüyüşümüzün 5. yılına ve bizleri bu dönemin 3. toplantısına kavuşturan Rabbimize sonsuz hamdler olsun.

Sahabe’den aldığı sancağı bugünlerde temsil etmeye çalışan, derdi İslam olan, menheci Suffa olan, bütün ızdırabı ise bu fırtınalı zaman dilimlerinde Hz. Nuh’un gemisi gibi bir gemi edinme ve onu koruma olan siz muallim ve muallime kardeşlerime de selam olsun.

Bedende bir arıza olduğu zaman, doktorların yaptıkları ilk işlerden biri nabzı ölçmektir. Çünkü bedenin merkezi kalptir; kalbin atışlarında eğer bir problem varsa, bütün bedene etki edeceği için, önce nabız ölçülür, bir anormal durum varsa ona göre adımlar atılır.

Malumunuz, nabız bedende bir çok yerden ölçülür, ama genelde bilekten ve gırtlaktan ölçülür. Normal bir insanın dakikada 60 ile 80 arası nabzı atmalıdır. 60’dan aşağısı tehlike olduğu gibi, 90’dan yada 100’da fazlası da tehlikedir. Düşük nabız veya yüksek nabız ortaya çıktığında, tedbir alınmalı, bunun neden kaynaklandığı tespit edilmeli, ona göre tedavi edilmelidir.

Meselenin, tıbbı yanı böyledir. Birde “nabzını tutmak” diye bizde bir deyim vardır. Bir işin nabzını tutmak, o işin sağlıklı yürümesi için öncelikle o işin iyice öğrenilmesi, yapılmasını amaç ve gayesinin ortaya konması, usul ve kaidelerinin belirlenmesi ve ona gerekli adımların atılmasıdır.

Her Suffa Muallimi, bu manada beş şeyin iyice nabzını tutmalıdır. Nedir bu beş şey?

Muallim Olarak Kendinin
Talebe Olarak Meclis Arkadaşlarının
İçinde Bulunduğu Mevsim Olarak Zamanın
Derslerini Yaptığı Zemin Olarak Mekânın
Tüm Bunların Etkisiyle Şekillenecek Olan Hayatın

Muallim Olarak Kendinin

Muallim Olarak Kendinin Nabzını Tutarken şunlara dikkat etmeli:

Sağlam bir niyet muhasebesi
Selim bir merhamet ufku
Sabit bir dava aşkı
Sahih bir menhec/usul zemini
Sarsılmaz bir sabır azığı
Ebû Musa el-Eş’ârî naklediyor, diyor ki: “Biz Resulullah (sas) ile beraber oturuyorken Medine dışından bir adam yani bir bedevi geldi ve şöyle bir soru sordu: ‘Ya Resûlullah! Bir adam, bir savaşa ganimet elde etmek için çıksa, bir diğeri başkaları tarafından övülmek, anılmak, taltif görmek için çıksa, bir başkası mevki, makam, şan için yani kendi konumunu yüceltmek için çıksa ve bunlar için cihad etse, bunların hangisi Allah yolundadır?” Allah Resulü (sas) buyurdular ki: “Hiçbiri… Her kim sadece ve sadece Allah’ın kelimesi en yüce olsun diye savaşırsa, onunkisi Allah yolundadır.” (Buharî, Kitâbü’l-Cihâd, 16; Müslim, Kitâbü’l-İmâret, 42)

Abdullah b. Abbas (ra) naklediyor, diyor ki: “Bir adam geldi ve Resûlullah’a (sas) şöyle dedi: “Ya Resûlullah! Ben öyle bir yerde duruyorum ki hem Allah’ın rızasını çok ama çok istiyorum, hem de yaptığım hizmetlerin başkaları tarafından görülüp takdir edilmesini istiyorum.” Hz. Peygamber (sas) cevap olarak şu ayeti okudu: “Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih ameller işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.” (Kehf, 110)

Talebe Olarak Meclis Arkadaşlarının Nabzını Tutarken şunlara dikkat edilmeli:

Tesis edilmesi gereken Haşyet
Artması gereken Heyecan
Kuşanılması gereken Hamiyet
Oluşması gereken Hassasiyet
Temsil edilmesi gereken Heybet 

İçinde Bulunduğu Mevsim Olarak Zamanın  Nabzını Tutarken şunlara dikkat edilmeli:

Mevsimi iyice anlayacak bir Marifet ufku
Doğru işi doğru zamanda yapacak bir Mükellefiyet ızdırabı
Muhatapların gönüllerine tesir edecek bir Muhabbet meltemi
Düşmanın oyunlarını bozacak bir Medine Stratejisi
Gündelik rüzgârlara kapılmayacak bir Medeniyet Şuuru

Derslerini Yaptığı Zemin Olarak Mekânın Nabzını Tutarken şunlara dikkat edilmeli:

Mekânları imkânlara dönüştürme adımları atılmalı!
Helal bir zeminin olmasına dikkat edilmeli!
Meşru vasıtalar kullanılmalı!
Şahitlik özelliği hiçbir zaman unutulmamalı!
Vefa görmek için vefalı davranılmalı! 

Tüm Bunların Etkisiyle Şekillenecek Olan Hayatın Nabzını Tutarken şunlara dikkat edilmeli:

Ne kadar zor olursa olsun Müslümanca yaşama gayreti
Uydum kalabalığa demeyip, kitleleri şuurlandırma azmi
Güzellikleri kitaplarda bırakmayıp, hayata taşıyacak temsiliyet misali
Hikmetli bir usul ve üslup ile hakikatleri her zeminde tebliğ etme arzusu
Neticelere takılmadan, başarı hesaplarına odaklanmadan büyük hayallerle yürüme sevdası

“Abdullah b. Mes’ûd’un (ra) rivayetine göre de Hz. Peygamber (sas) bir gün: “İsrail oğullarının ilk eksikliği şöyle olmuştu: Onlardan birileri münker işleyen birini ilk gördüğünde ona bunu yapmasının helal olmadığını söylerdi. Ertesi gün o kimseyi aynı halde görmesine rağmen oturur, onunla yer, içerdi. Bunun üzerine Allah kalplerini birbirine çarptı.”

Daha sonra Hz. Peygamber Maide 78. ayetin başından 81.ayetin sonuna kadar okudu ve şöyle buyurdu: “Allah’a yemin ederim, ya iyiliği emreder kötülükten alıkoyar, kötülük işleyenin Hakkın dışına çıkmasına fırsat vermezsiniz. Yada Allah sizin de kalplerinizi birbirine çarpar. Onları lanetlediği gibi sizi de lanetler.” (Ebû Davud, Melahim,17;  Tirmizî, Tefsir,5,6)

(879)