Sakarya / Sahabice Sevda: Hz. Hubeyb b. Adîy

82 İl 82 Sahabî projesi tüm hızı ile devam ediyor. Projenin 25. programı “Sahabîce Sevda: Hubeyb b. Adîy” başlığında icra edildi.

Sakarya Adalet Girişimi’nin ev sahipliliğini yaptığı program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Hafız Muhammed Yılmaz’ın okuduğu ayetlerden sonra kürsüye Diriliş Saati Dergisi’nden Serdar Duman davet edildi. Selamlama konuşması yapan Duman, sahabenin örnekliğinin öneminden bahsetti ve böyle güzel bir çalışmayı düzenlemelerinden dolayı memnuniyetlerini ifade etti.

Sahabe Sevdası Solana Sığmadı

Adapazarı Orhangazi Kültür Merkezi’nde yapılan programa gerçekten ilgi çok yoğundu. İnsanların yerlerde ve sahnede oturmak zorunda kaldığı ve birçoklarının programa katılamadan geri dönmek durumunda kaldığı gözlendi.

21. Yüzyılda Hubeyb Olmak Zor mu?

Projenin tanıtım filminin izlenmesinin ardından kürsüye davet edilen Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, projenin amaç ve önemine dikkat çekerek sözlerine başladı. Sahabe içerisinde Hubeyb b.

Adîy’in çok farklı bir yeri ve değeri olduğunu söyleyen Hocamız, iki soruya cevap verilmesi gerektiğini söyledi. Sorular şunlardı:

1- Miladi 6. yüzyılda mı Hubeyb olmak zor, Miladi 21. yüzyılda mı daha zor?
2- Hubeyb’in yaptığı sadece şehadet arzusu muydu? Yoksa İslam’ı yaşamak ve yaşatmak için ölümü göze almak mıydı?

Sahabenin Peygamber Aşkı

Konuşmasına Hz. Hubeyb’in hayatını anlatarak devam eden Hocamız, çok önemli noktalara temas etti. Sahabenin bilgi öncelikli değil, amel öncelikli bir eğitime tabi tutulduğunu söyleyen Hocamız, onların sözü ve heyecanı zayi etmeden attıkları adımların nerelere vardığını örneklerle açıkladı.

Şehadet ve Cihad

Efendimiz’in (sas) Hz. Hubeyb ile Ümeyr b. Ebî Vakkas arasında kardeşlik kurduğunu söyleyen Hocamız, o kardeşliği ve onların şehadet aşklarını anlatırken salonda çok farklı duygular yaşandı.

Ayağına Bir Tek Diken Batmasın

İslam tarihinin önemli hadiselerinden biri olan Recî Vakasını anlatan Hocamız, o vakanın sonunda hapis edilen Hz. Hubeyb’in şehadete yürürken son bir ayının nasıl geçtiğini rivayetler ışığında aktardı. Onun darağacına yürürken metaneti, vakarı, sabrı gerçekten duyulması gereken hatıralardı. Kıldığı son namazı, en son Ebû Süfyan’ın ona teklifi, Hz. Hubeyb’in, Mekke’den Efendimiz’e gönderdiği selamı ve bu selama verilen karşılık gözleri yaşartan olaylardandı.

Hocamız o anların birini şöyle anlattı: : “Ebû Süfyan ona dedi ki: ‘Ey Hubeyb! Gel sana son bir şans verelim. Bak sen burada bunca sıkıntıyı çekerken Muhammed Medine’de keyif çatıyor. O bile bile sizi ölüme gönderdi. Şu kadar insanın huzurunda ‘Yerimde Muhammed olsun.’ de, seni serbest bırakalım. Hubeyb’in bu sözlere yanıtı şöyle olacaktı: ‘ Vallahi! Değil burada Muhammed’in olması, O’nun ayağına bir tek diken batmasına dahi gönlüm razı olmaz.’ Ebû Süfyan bu söz karşısında şu itirafı yapacaktı: ‘Bu nasıl bir sevda? Onlarca hükümdar, onlarca devlet başkanı tanıdım. Hiçbirinin tebaasını, Muhammed’in sahabileri gibi görmedim.”

HUBEYB B. ADÎY’den Alınması Gereken Mesajlar

Katılımcıların büyük dikkat ve memnuniyet ile takip ettikleri program Hz. Hubeyb’in hayatının üzerinden alınması gereken mesajların neler olması gerektiği konusu ile sona erdi.

O mesajları Hocamız, şu beş madde ile aktardı:

1- Sevilmesi heyecanın ve hissiyatın değil, imanın konusu olan peygamberini her şeyden ama her şeyden daha fazla sev ki, Hubeyb olabilesin.
2- Şehadet, ölümlerin en güzeli, şehadet, düğünlerin taçlı gelini, şehadet müminlerin en büyük emeli; İslam’ı yaşamak ve yaşatmak ızdırabı altında inle ki, o hedefe varabilesin.
3- Ümeyr gibi kardeş, Zeyd gibi arkadaş, Es’ad gibi abi, Mus’ab gibi muallim edin ki, sadıklarla beraber olasın, sadakatini daim kılabilesin.
4- Muhabbeti, vakarı ve izzeti kendine azık olarak edin ki, ölüme yürürken bile diriltebilesin, halin ile nicelerinin yüreklerine iman tohumu ekebilesin.
5- Peygamberin sesini ve sedasını âleme ulaştırmayı kendine temel vazife olarak edin ki, 14 asır sonrasından gelsen bile Hubeybce selam verebilesin, Hubeyce karşılık bulabilesin.

Projenin 26. programı 18. Kasım 2012 Pazar günü Muş’ta, “Tevhid Kalesi Abdullah b. Mes’ûd” ile devam edecek.

(3335)