Peygamberimiz (sas) ‘in Savaşları / Buhari
Uşeyre Veya Useyre Savaşı
قَالَ ابْنُ إِسْحَاقَ أَوَّلُ مَا غَزَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْأَبْوَاءَ ثُمَّ بُوَاطَ ثُمَّ الْعُشَيْرَةَ
Muhammed b İshâk: Peygamber’in (s.a.) ilk gazası Ebvâ, sonra Buvât, sonra Uşeyre’dir, demiştir.
1 – حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَهْبٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ كُنْتُ إِلَى جَنْبِ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ فَقِيلَ لَهُ كَمْ غَزَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ غَزْوَةٍ قَالَ تِسْعَ عَشْرَةَ قِيلَ كَمْ غَزَوْتَ أَنْتَ مَعَهُ قَالَ سَبْعَ عَشْرَةَ قُلْتُ فَأَيُّهُمْ كَانَتْ أَوَّلَ قَالَ الْعُسَيْرَةُ أَوْ الْعُشَيْرُ فَذَكَرْتُ لِقَتَادَةَ فَقَالَ الْعُشَيْرُ
Ebu İshâk şöyle demiştir: Ben Zeyd b Erkam’ın yanında idim. Kendisine:
— Peygamber (s.a.) savaşlardan kaçında bizzat bulunup harbetti? diye soruldu. Zeyd b. Erkam:
— On dokuz savaşta, diye cevab verdi. Sonra Zeyd’e:
— Sen kaç savaşta Peygamber’le birlikte savaştın? denil¬di. O da:
— On yedi, dedi. Ben:
— Bunların hangisi ilk savaştı? dedim. Zeyd b. Erkam:
— Useyre yahud Uşeyre savaşı, dedi.
Ben Katâde’ye bu ismi söyledim, o “Uşeyr” şek¬linde söyledi, demiştir. (Buhârî, Meğâzî, 1, hadis: 3949)
Ravi Tanıtımı
1. Abdullah b. Muhammed (ö. 229)
Abdullah b. Muahmmed b. Abdullah b. Cafer b. el-Yemân el-Cu`fî, Ebu Cafer el-Buhârî.
2. Vehb (ö. 206)
Vehb b. Cerîr b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şüca` el-Ezdî, Ebu’l-Abbas el-Basrî.
3. Şu`be (ö. 160)
Şu`be b. el-Haccâc b. el-Verd el-Atekî el-Ezdî mevlahum, Ebu Bistâm el-Vâsıtî.
4. Ebu İshâk (ö. 126)
Amr b. Abdullah b. Ubeyd, Ebu İshak es-Sebi`î.
5. Zeyd b. Erkam (ö. 68)
Zeyd b. Erkam b. Zeyd b. Kays b. en-Nu`mân b. Mâlik el-Ensârî el-Hazrecî, Ebu Amr.
بَاب غَزْوَةِ الرَّجِيعِ، وَرِعْلٍ، وَذَكْوَانَ، وَبِئْرِ مَعُونَةَ، وَحَدِيثِ عَضَلٍ، وَالْقَارَةِ، وَعَاصِمِ بْنِ ثَابِتٍ، وَخُبَيْبٍ، وَأَصْحَابِهِ. قَالَ ابْنُ إِسْحَاقَ: حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ عُمَرَ أَنَّهَا بَعْدَ أُحُدٍ
Recî`, Ri`l ve Zekvân Savaşları, Maûne Kuyusu Savaşı İle Adal ve el-Kâre Kabileleri Hadisi, Âsım b. Sâbit, Hubeyb ve Arkadaşları Hadisi
İbn İshâk: Bize Asım b. Ömer, Recî` savaşının Uhud’dan sonra olduğunu söyledi, demiştir.
2 – حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ :بَعَثَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سَبْعِينَ رَجُلًا لِحَاجَةٍ يُقَالُ لَهُمْ الْقُرَّاءُ فَعَرَضَ لَهُمْ حَيَّانِ مِنْ بَنِي سُلَيْمٍ رِعْلٌ وَذَكْوَانُ عِنْدَ بِئْرٍ يُقَالُ لَهَا بِئْرُ مَعُونَةَ فَقَالَ الْقَوْمُ وَاللَّهِ مَا إِيَّاكُمْ أَرَدْنَا إِنَّمَا نَحْنُ مُجْتَازُونَ فِي حَاجَةٍ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَتَلُوهُمْ فَدَعَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَيْهِمْ شَهْرًا فِي صَلَاةِ الْغَدَاةِ وَذَلِكَ بَدْءُ الْقُنُوتِ وَمَا كُنَّا نَقْنُتُ
قَالَ عَبْدُ الْعَزِيزِ وَسَأَلَ رَجُلٌ أَنَسًا عَنْ الْقُنُوتِ أَبَعْدَ الرُّكُوعِ أَوْ عِنْدَ فَرَاغٍ مِنْ الْقِرَاءَةِ قَالَ لَا بَلْ عِنْدَ فَرَاغٍ مِنْ الْقِرَاءَةِ
Enes b. Mâlik (r.a.) şöyle anlatmıştır: Peygamber (s.a.), kendilerine “Kurrâ” adı verilen yetmiş Kur’an hafızını Kur’an ve İslam’ı öğretmeleri için bazı kabilelere göndermişti. Bun¬lara Maûne Kuyusu denilen yerde Süleym oğullarından Ri’l ve Zekvân kabileleri tuzak kurdular. Bunun üzerine o yetmiş kişilik topluluk, karşılarına çıkan iki kabileye hitaben: Vallahi bizim sizlerle hiçbir işimiz yok. Bizler sadece Peygam¬ber’in verdiği bir görev için yola çıktık, dediler.
Bu sırada müşrik kabileler dinlemeyip hafızları öldürdüler. İşte bu facia üzerine Peygamber (s.a.) bir ay sabah namazında o müşriklere beddua etti. Kunutun başlangıcı da işte bu olaydır. Ondan önce biz kunut yapmazdık.
Abdulaziz b. Suheyb şöyle demiştir: Biri Enes’e: Kunut, rukû’dan son¬ra mı yoksa önce kıraat bittiğinde mi yapılırdı? diye sordu. Enes: Hayır, kunut kıraat bittiği sırada yapılırdır. (Buhârî, Meğâzî, 29, hadis: 4088)
Ravi Tanıtımı
1. Ebu Ma`mer (ö. 224)
Abdullah b. Amr b. Ebi’l-Haccâc Meysere et-Temîmî el-Minkarî, Ebu Ma`mer el-Mak`ad el-Basrî.
2. Abdulvâris (ö. 179, 180)
Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân b. et-Temîmî el-Anberî et-Tennûrî, Ebu Ubeyde el-Basrî.
3. Abdulaziz (ö. 130)
Abdulaziz b. Suhayb el-Bunânî, Ebu Hamza el-Basrî.
4. Enes (ö. 91)
Enes b. Mâlik en-Nadr b. Damdam, Ebu Hamza el-Ensârî el-Hazrecî.
بَاب مَرْجِعِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ الْأَحْزَابِ، وَمَخْرَجِهِ إِلَى بَنِي قُرَيْظَةَ، وَمُحَاصَرَتِهِ إِيَّاهُمْ
Peygamber’in Ahzâb Savaşından Dönmesi, Kurayza Oğulları Yurduna Gidip Onları Muhasara Etmesi
3 – حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ : لَمَّا رَجَعَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ الْخَنْدَقِ وَوَضَعَ السِّلَاحَ وَاغْتَسَلَ أَتَاهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَام فَقَالَ قَدْ وَضَعْتَ السِّلَاحَ وَاللَّهِ مَا وَضَعْنَاهُ فَاخْرُجْ إِلَيْهِمْ قَالَ فَإِلَى أَيْنَ قَالَ هَا هُنَا وَأَشَارَ إِلَى بَنِي قُرَيْظَةَ فَخَرَجَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَيْهِمْ
Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (s.a.) Hendek har¬binden döndü, silahını çıkarıp yerine koydu ve yıkandı. Bu sırada Cibril (a.s.) Peygamber’e geldi: Sen silahını çıkarmışsın! Vallahi biz melekler henüz silâhları¬mızı çıkarmadık. Haydi yola çık! dedi. Peygamber (s.a.): “Nereye gidiyoruz?” diye sordu. Cibril, Kurayza oğulları yurdunu işaret ederek: İşte şuraya! dedi. Bunun üzerine Peygamber, Kurayza oğulları’na doğru hareket etti. (Buhârî, Meğâzî, 31, hadis: 4117)
Ravi Tanıtımı
1. Abdullah b. Ebi Şeybe (ö. 235)
Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman b. Havâsıtî el-Absî, Ebu Bekr b. Ebi Şeybe.
2. İbn Nümeyr (ö. 199)
Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî el-Hârifî, Ebu Hişâm el-Kûfî.
3. Hişâm (ö. 145)
Hişâm b. Urve b. Zübeyr b. Avvâm el-Esedî el-Kureşî, Ebu’l-Munzir.
4. Babası (ö. 92,95)
Urve b. Zübeyr b. Avvâm b. Huveylid, Ebu Abdullah el-Medenî, el-Esedî el-Kureşî.
5. Âişe (ö. 57)
Âişe bint Ebi Bekr es-Sıddîk.
بَاب غَزْوَةِ بَنِي الْمُصْطَلِقِ مِنْ خُزَاعَةَ وَهِيَ غَزْوَةُ الْمُرَيْسِيعِ
Huzâa Kabilesinden Mustalık Oğulları Savaşı
قَالَ ابْنُ إِسْحَاقَ وَذَلِكَ سَنَةَ سِتٍّ وَقَالَ مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ سَنَةَ أَرْبَعٍ وَقَالَ النُّعْمَانُ بْنُ رَاشِدٍ عَنْ الزُّهْرِيِّ كَانَ حَدِيثُ الْإِفْكِ فِي غَزْوَةِ الْمُرَيْسِيعِ
İbn İshâk: Bu savaş altıncı senede yapıldı, demiştir. Musa b. Ukbe ise, dördüncü senede yapıldı, demiştir. en-Nu`mân b. Beşîr, ez-Zuhrî’den naklen: İfk olayı Mureysî` savaşı sırasında oldu, demiştir.
4 – حَدَّثَنَا مَحْمُودٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : غَزَوْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ غَزْوَةَ نَجْدٍ فَلَمَّا أَدْرَكَتْهُ الْقَائِلَةُ وَهُوَ فِي وَادٍ كَثِيرِ الْعِضَاهِ فَنَزَلَ تَحْتَ شَجَرَةٍ وَاسْتَظَلَّ بِهَا وَعَلَّقَ سَيْفَهُ فَتَفَرَّقَ النَّاسُ فِي الشَّجَرِ يَسْتَظِلُّونَ وَبَيْنَا نَحْنُ كَذَلِكَ إِذْ دَعَانَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَجِئْنَا فَإِذَا أَعْرَابِيٌّ قَاعِدٌ بَيْنَ يَدَيْهِ فَقَالَ إِنَّ هَذَا أَتَانِي وَأَنَا نَائِمٌ فَاخْتَرَطَ سَيْفِي فَاسْتَيْقَظْتُ وَهُوَ قَائِمٌ عَلَى رَأْسِي مُخْتَرِطٌ صَلْتًا قَالَ مَنْ يَمْنَعُكَ مِنِّي قُلْتُ اللَّهُ فَشَامَهُ ثُمَّ قَعَدَ فَهُوَ هَذَا قَالَ وَلَمْ يُعَاقِبْهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Câbir b. Abdillah (r.a.) şöyle demiştir: Bizler Resûlullah (s.a.) ile beraber Necd savaşına katıldık. Resûlullah (s.a.) sık ve büyük ağaçları olan bir vâdi iken şiddetli sıcak bastırdı. Resûlullah bir ağacın gölgesinde gölgelendi, kılıcını da ağaca astı. Ashab da gölgelenmek üzere ağaçlıklara dağıldılar. Bizler dinlenirken birden Resûlullah bizi çağırdı. Biz hemen yanına geldik, baktık ki Resûlullah’ın önünde bir bedevî oturuyor. Resûlullah (s.a.): “Ben uyurken bu bedevî gelip, kılıcımı almış. Bu sırada ben uyandım. Kılıcımı kınından çıkar¬mış, başucumda dikiliyordu. Bana: Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak? dedi. Ben: Allah kurtarır, dedim. O kılıcı kınına soktu, sonra da oturdu. İşte o zat, budur” buyurdu. Cabir dedi ki: Resûlullah (s.a.) o bedeviyi cezalandırmadı. (Buhârî, Meğâzî, 33, hadis: 4139)
Ravi Tanıtımı
1. Mahmud (ö. 239)
Mahmud b. Ğaylân el-Adevî, Ebu Muhammed el-Mervezî.
2. Abdurrezzâk (ö.211)
Abdurrezzak b. Hemmâm b. Nâfi` el-Himyerî mevlahum, Ebu Bekr es-San`anî.
3. Ma`mer (ö. 154)
Ma`mer b. Râşid el-Esedî vilâen el-Harrânî, Ebu Urve el-Yemânî.
4. ez-Zührî (ö. 124)
Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab el-Kureşî ez-Zührî Ebubekir el-Medenî.
5. Ebu Seleme (ö. 94)
Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf ez-Zührî el-Medenî.
6. Câbir b. Abdullah (ö. 73, 77)
Câbir b. Abdillah b. Amr b. Harâm b. Ka`b el-Ensârî es-Sülemî, Ebu Abdullah veya Ebu Abdurrahman ya da Ebu Muhammed.
بَاب غَزْوَةِ مُؤْتَةَ مِنْ أَرْضِ الشَّأْمِ
Şam Toprağından Olan Mûte Savaşı
5 – حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ وَاقِدٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلَالٍ عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَعَى زَيْدًا وَجَعْفَرًا وَابْنَ رَوَاحَةَ لِلنَّاسِ قَبْلَ أَنْ يَأْتِيَهُمْ خَبَرُهُمْ فَقَالَ أَخَذَ الرَّايَةَ زَيْدٌ فَأُصِيبَ ثُمَّ أَخَذَ جَعْفَرٌ فَأُصِيبَ ثُمَّ أَخَذَ ابْنُ رَوَاحَةَ فَأُصِيبَ وَعَيْنَاهُ تَذْرِفَانِ حَتَّى أَخَذَ الرَّايَةَ سَيْفٌ مِنْ سُيُوفِ اللَّهِ حَتَّى فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْهِمْ
Enes (r.a.) şöyle anlattı: Peygamber (s.a.) Zeyd’in, Cafer’in ve Abdullah b. Revâha’nın şehit edildiklerini, onların haberi gelmeden önce insanlara bildirdi. Peygamber (s.a.): “Zeyd sancağı eline aldı, vuruldu. Sonra Cafer aldı, oda vurulup şehit oldu. Sonra sancağı İbn Revâha aldı, o da şe¬hit oldu” buyurdu. Peygamber (s.a.) bunları bildirirken gözlerinden yaşlar akıyordu. Sonra Peygamber: “Nihayet sancağı Allah’ın kılıçlarından bir kılıç aldı; neticede Allah mücahitlere fethi müyesser kıldı” bu¬yurdu. (Buhârî, Meğâzî, 45, hadis: 4262)
Ravi Tanıtımı
1. Ahmed b. Vâkid (ö. 221)
Ahmed b. Abdulmelik b. Vâkid el-Esedî, Ebu Yahya el-Harrânî.
2. Hammâd b. Zeyd (ö. 179)
Hammâd b. Zeyd b. Dirhem, Ebu İsmail el-Ezrak el-Ezdî el-Basrî el-Cehdamî.
3. Eyyüb (ö. 131)
Eyyüb b. Ebi Temîm Keysân es-Sahtiyânî, Ebu Bekr el-Basrî.
4. Humeyd b. Hilâl (ö. 106-120)
Humeyd b. Hilâl b. Hübeyre el-Adevî, Ebu Nasr el-Basrî.
5. Enes (ö. 91)
Enes b. Mâlik en-Nadr b. Damdam, Ebu Hamza el-Ensârî el-Hazrecî.
بَاب غَزْوَةِ الطَّائِفِ فِي شَوَّالٍ سَنَةَ ثَمَانٍ قَالَهُ مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ
Tâif Savaşı
Bu savaş hicretin sekizinci yılı şevval ayında yapıldı. Bunu Musa b. Ukbe söyledi.
6 – حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِيُّ سَمِعَ سُفْيَانَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ أُمِّهَا أُمِّ سَلَمَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا دَخَلَ عَلَيَّ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعِنْدِي مُخَنَّثٌ فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي أُمَيَّةَ يَا عَبْدَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ إِنْ فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ الطَّائِفَ غَدًا فَعَلَيْكَ بِابْنَةِ غَيْلَانَ فَإِنَّهَا تُقْبِلُ بِأَرْبَعٍ وَتُدْبِرُ بِثَمَانٍ وَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَدْخُلَنَّ هَؤُلَاءِ عَلَيْكُنَّ
قَالَ ابْنُ عُيَيْنَةَ وَقَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ الْمُخَنَّثُ هِيتٌ حَدَّثَنَا مَحْمُودٌ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ بِهَذَا وَزَادَ وَهُوَ مُحَاصِرُ الطَّائِفِ يَوْمَئِذٍ
Ümmü Seleme (r.anha) şöyle anlattı: Peygamber (s.a.) yanıma geldi. O sırada yanımda bir muhannes bulunuyordu. O, Abdullah b. Ebî Umeyye’ye: Abdullah! Eğer Allah yarın size Tâif’in fethini müyesser kılarsa, Ğaylân’ın kızını yakalamalısın. O kız şişmanlıktan karnı önden dört kat arkadan sekiz kat olur. diyordu. Bunun üzerine Peygamber (s.a.): “Bunlar yanınıza bir daha girmesin” buyurdu.
İbn Uyeyne dedi ki: İbn Cureyc: Bu muhannesin adı Hît’tir, dedi. Bize Mahmûd ibn Gaylân tahdîs etti: Bize Ebu Usame, Hişâm’dan bu hadisi nakletti ve “Peygamber o gün Tâif’i muhasara etmişti” kısmını ekledi. (Buhârî, Meğâzî, 57, hadis: 4324)
Ravi Tanıtımı
1. el-Hümeydî (ö. 219)
Abdullah b. ez-Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah b. Üsâme el-Kureşî el-Esedî, Ebu Bekr el-Humeydî el-Mekkî.
2. Süfyân (ö.198)
Süfyân b. Uyeyne b. Ebi İmrân Meymûn el-Hilâlî, Ebu Muhammed el-Kûfî el-A`ver.
3. Hişâm (ö. 145)
Hişâm b. Urve b. Zübeyr b. Avvâm el-Esedî el-Kureşî, Ebu’l-Munzir.
4. Babası (ö. 92)
Urve b. Zübeyr b. Avvam, Ebu Abdullah el-Medenî.
5. Zeynep bint Ebi Seleme (ö. 83)
Zeynep bint Ebi Seleme el-Mahzûmiyye. Ümmü Seleme’nin kızıdır.
6. Ümmü Seleme (ö. 61)
Ümmü Seleme Hind veya Remle bint Ebi Ümeyye el-Kureşiyye el-Mahzûmiyye. Zevcetu’n-Nebî (s.a.).
7 – حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ أَبِي الْعَبَّاسِ الشَّاعِرِ الْأَعْمَى عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالَ : لَمَّا حَاصَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الطَّائِفَ فَلَمْ يَنَلْ مِنْهُمْ شَيْئًا قَالَ إِنَّا قَافِلُونَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ فَثَقُلَ عَلَيْهِمْ وَقَالُوا نَذْهَبُ وَلَا نَفْتَحُهُ وَقَالَ مَرَّةً نَقْفُلُ فَقَالَ اغْدُوا عَلَى الْقِتَالِ فَغَدَوْا فَأَصَابَهُمْ جِرَاحٌ فَقَالَ إِنَّا قَافِلُونَ غَدًا إِنْ شَاءَ اللَّهُ فَأَعْجَبَهُمْ فَضَحِكَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَقَالَ سُفْيَانُ مَرَّةً فَتَبَسَّمَ
قَالَ قَالَ الْحُمَيْدِيُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ الْخَبَرَ كُلَّهُ
Abdullah b. Amr (r.a.) şöyle anlattı: Resûlullah (s.a.) Tâif’i muhasara ettiği zaman, Tâifliler’den herhangi birşey el¬de edemedi.
— “İnşallah yarın döneceğiz” dedi. Bu söz mücahidlere ağır geldi:
— Tâif’i fethetmeden nasıl gideriz! dediler.
(Ravi bir defasında da: Nasıl döneriz dediler, şeklinde riva¬yet etmiştir)
Sahâbîlerin bu itirâzlı sözleri üzerine Peygamber:
— “Öyleyse yarın sabah savaşa hazır olun!” buyurdu. Ertesi sabah savaş başladı ve sahâbîlerden birçoğu yaralandı. Bunun üzerine Peygamber:
— “İnşallah yarın döneceğiz” buyurdu.
Bu karar hoşlarına gitti. Peygam¬ber de buna güldü.
Sufyân bir defasında da: “Tebessüm etti” şeklinde söylemiştir.
Buhârî dedi ki: el-Humeydî şöyle dedi: Sufyân bu haberin hepsini bize rivayet etti. (Buhârî, Meğâzî,
57, hadis: 4325)
Ravi Tanıtımı
1. Ali b. Abdullah (ö. 234)
Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh es-Sa’diyy, Ebu’l-Hasen el-Medînî el-Basrî.
2. Süfyân (ö.198)
Süfyân b. Uyeyne b. Ebi İmrân Meymûn el-Hilâlî, Ebu Muhammed el-Kûfî el-A`ver.
3. Amr (ö. 126)
Amr b. Dînâr el-Mekkî, Ebu Muhammed el-Esrem el-Cumahî.
4. Ebu’l-Abbas (ö. ?)
es-Sâib Ferrûh, Ebu’l-Abbas el-Mekkî.
5. Abdullah b. Ömer (ö. 72, 73, 74)
Abdullah b. Ömer b. el-Hattâb el-Kureşî el-Adevî.
(1336)