Diyarbakır / Allah’ın Kılıcı: Hz. Halid B. Velid
82 İl 82 Sahabî projesinin 51. programı Sahabe şehri Diyarbakır’da yapıldı. Diyarbakır Fetih Platformu ve Sahabe-Der tarafından organize edilen program, Diyarbakır Şehir Stadyumu’nda yoğun bir katılım ile gerçekleşti. Program Dünya Kur’an okuma birincisi Hamid Şakir Necad’ın okuduğu ayetlerle başladı. Ardından selamlama konuşması için Fetih Platformu Genel Koordinatörü İbrahim Gökdemir sahneye davet edildi. Gökdemir: “Bundan böyle bizim için milli bayram Sahabe’nin Diyarbakır’ı fethettikleri bugündür” dedi.
İda We Piroz Bê/Bayramınız Kutlu Olsun
Daha sonra konuşmalarını yapmaları için Muhammed Emin Yıldırım Hocamız kürsüye davet edildi. Hocamız, sözlerine şöyle başladı: “… Madem bugün Diyarbekirliler için bir bayramdır, madem bugün Sahabe ordusunun bu topraklara gelişi ile iman mesajı buralara ulaşmıştır, madem sizlerin ataları, onların vesilesi ile hidayete ermişlerdir, öyleyse bugün gerçekten bayramdır, bundan dolayı ‘ida we piroz bê’ yani bayramınız kutlu olsun.”
“Diyarbekir’deki Peygamber Sevdasına Hayranım!”
Muhammed Emin Hocamız, konuşmasını Diyarbakır’ın İslam tarihi için öneminin ne olduğuna dikkat çekerek sözlerine devam etti. Dedi ki: ” Burada Peygamberlerin ayak izleri var, burada Sahabenin ayak izleri var, buraya iman tohumunu eken Sahabe olduğu için bereket bir başka… Bundan dolayı milyonlar sokaklara Peygamber’in sevdası ile dökülüyor, milyonlar sokaklarda Mevlüd-ü Nebi için bir araya geliyor… Bu topraklardan ben çok ümitvarım ve bu topraklardaki Peygamber sevdasına hayranım. Hicri olarak 1416 senedir susmayan ezan sesine hayranım. Bunca sıkıntı ve zorluk çekmelerine rağmen, bu halkın İslam’a karşı alakasına hayranım…”
Diyarbakır Değil Diyarü’s-Sahabe, Diyarü’l-Halid
Sözlerine Allah’ın Kılıcı olan Hz. Halid b. Velid’in hayatını anlatarak devam eden Muhammed Emin Hocamız, “Halid b. Velid’in 20 yıl İslam’a düşman olarak yaşadığını, ön yargının ne kadar kötü bir şey olduğunu, buradan yola çıkarak, hepimizin İslam’a ön yargıları olanların İslam’la buluşturma sorumluluğunun olduğuna dikkat çekti.” Onun hayatından bazı tablolar aktaran Hocamız sözleri dinleyenlerin tekbir sesleri ile sık sık kesildi.
Muhammed Emin Hocamız, Diyarbakır’daki sahabe izlerine de değindi ve dedi ki: “Buraya İslam ordularının geliş tarihi Hicri 18’dir. Yani Efendimiz’in (sas) vefatının üzerinden daha 7 yıl geçmiştir. Böyle yakın bir zamanda Diyarbekir’e gelen 8000 kişilik ordunun ne kadarı Sahabe’dir tam olarak bilemiyoruz, ancak ciddi bir Sahabe topluluğunun olduğunu anlayabiliyoruz. Bu Sahabe efendilerimizin bir miktarı da burada şehit olmuş ve bu topraklara defnedilmişlerdir. Bundan dolayı burası Diyarbekir değil, Diyaru’s-Sahabe diye anılmalı, fethe katılan komutanlardan biri Hz. Halid olduğu için de Diyaru’l-Halid diye isimlendirilmelidir.”
21. Asırda Halid Olmanın Yolu
Coşkunun hiç azalmadığı programda, Muhammed Emin Hocamız Diyarbakırlılara Hz. Halid’in üzerinden çok önemli mesajlar verdi. Bu topraklara ekilen iman tohumlarının meyveye durduğunu söyleyen Hocamız şöyle dedi: “Sahabe’nin buraya ektiği iman tohumuna sizler sahip çıkacaksınız. Evet, Hz. Halid olmak mümkün değil, ama onun gibi olmaya çalışmak mümkündür. Eğer siz Hz. Halid’in yoluna kurban olduğu İslam’a dört elle sarılır, temsil eder, köklerinize sahip çıkarsanız inşallah onun gibi olma yoluna girmiş olursunuz.”
Beş maddede Hz. Halid gibi olmanın yolunu söyleyen Hocamız, bu maddeleri şöyle sıraladı:
1- İman Yolunda Halid olmak, uyumayan ve uyutmayan yiğit olmak demektir. İmanını temsil edecek cesaretin var mı?
2- Mûte Savaşı’nda Halid olmak, sağına, soluna bakmadan sancağı alıp, hakkını yerine getirmek demektir. Muhammedi sancağı taşıyacak iraden var mı?
3- Yermuk Muharebesi’nde Halid olmak, makama, komutanlığa, ganimete takılmadan vazife adamı olmaktır. Her şart ve durumda görev insanı olacak aşkın var mı?
4- Amed Fethi’nde Halid olmak, gayret ve sabır ile çorak topraklara tohum ekmektir. Bu topraklara tohum ekilmiş, onları kurda, kuşa yem etmeyecek bahçıvan olmaya sevdan var mı?
5- Vefat Döşeğinde Halid olmak, şehadet, şehadet deyip yanmaktır. Bir ömür şehadet talebinin arkasında olacak ve her gün duanın başına şehadeti koyacak ızdırabın var mı?
Muhammed Emin Yıldırım Hocamız sözlerini şöyle bitirdi: “Efendimiz (sas) bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: ‘Ashabımdan herhangi biri bir belde de vefat ederse, o sahabîm kıyamet gününde o belde halkı için bir nur ve kaid/rehber olarak diriltilir.’ Yani Efendimiz diyor ki, o beldenin insanları haşır meydanına o sahabînin komutasında yürürler. Düşünün İstanbul, Ebû Eyüp el-
Ensarî’nin arkasında, Adıyaman, Safvan b. Muattal’ın arkasında, Çorum, Amr b. Ma’dikerb’in arkasında, Gaziantep, Cerir b. Abdullah’ın arkasında, Kıbrıs, Ümmü Haram’ın arkasında, haşır
meydanına yürüyecekler. Ya Diyarbekir yada Diyaru’s-Sahabe; sizler kimin arkasında yürüyeceksiniz biliyor musunuz? Adlarını bildiğimiz 41 Sahabe, adlarını bilmediğimiz ama çeşitli tarih kitaplarında belirtildiği üzere 500 küsur Sahabî veya Tabiîn Diyarbekir’e komuta edecek… Her beldenin birkaç komutanı varken Diyarbekirliler 500 kusur komutan ile haşır meydanına yürüyecekler inşallah…”
Projenin 52. programı İstanbul’da gerçekleştirilecek. 1 Haziran 2013 Cumartesi günü Eyüp Sultan Camii’nde, Akşam Namazı’na müteakip yapılacak programda, “İstanbul’un Fatihi Ebû Eyyüb el-Ensarî” anlatılacak.
Daha fazla bilgi için 0 212 544 76 99 nolu telefonu arayabilir; www.82il82sahabi.com, www.siyervakfi.org adreslerini ziyaret edebilirsiniz. Yapılan tüm programları ise www.siyertv.com adresinden izleyebilirsiniz.
(4050)