Bir Akraba Olarak Hz. Peygamber (sas)
Bir Akraba Olarak Hz. Peygamber (sas)
Abdullah b. Mes’ûd:
“Herkes güzel söz söyleyebilir, ancak söyledikleriyle amel eden sadece mes’ud olur.”
Abdullah b. Mes’ûd:
“Ashabın yolundan yürüyün. Çünkü ileride Allah’ın kitabını okuyup da, tatbik etmeyen kimseler çoğalacaktır.”
Hz. Peygamber (sas) tüm insanlığa neye, ne kadar, nereye kadar değer verilmesi gerektiğini öğretmiştir. Neye, mahiyet, ne kadar ölçü, nereye kadar sınırdır.
Değerler sıralaması çok mühim bir noktadır.
Rabbimiz ilahi kelamında en az doğrudan 30 ayetle akrabalık hukukuna değinir. 100’e yakın hadisle Efendimiz (sas) bu mesele hakkında çok önemli uyarılarda bulunur.
Hz. Peygamber’in (sas) Akrabaları:
12 Amca
6 Hala
Hayatta kalan 42 Amca Çocuğu
Hayatta kalan 17 Hala çocuğu
Dayısı ve bunların çocukları
Teyzesi
Akrabaları ile kurduğu ilişkinin mesajları:
Birincisi: Hz. Peygamber (sas) akrabalarını çok sever, sevilmesini ister, onların her türlü haklarını muhafaza ederdi.
İkincisi: Hz. Peygamber (sas) gördüğü karşılıkları kendisini çok zorlasa da, akrabalarının hidayeti için çırpınır, onların iman etmesi için elinden geleni yapardı.
Üçüncüsü: Hz. Peygamber (sas) akrabalarından İslam davasına sahip
çıkmalarını bekler, onların diğer insanlardan daha fazla yardımcı olmalarını ister, bu konuda bazılarının tavırlarına karşı çok üzülürdü.
Dördüncüsü: Hz. Peygamber (sas) akrabalarına devletin nimetlerinden sınırsızca istifade etme imkanı vermez, makam ve görevleri onlarla paylaşmaz, bilakis onlara bedeller ödetirdi.
Efendimiz’in (sas) beyanları çerçevesinden beş temel nokta:
1- Sıla-i Rahim, Rahman’dan bir bağdır, koruyanı saadete, koparanı felakete taşıyacak bir ameldir.
“Ben Rahman’ım, akrabalık bağlarının adı ise Rahim’dir. Ona kendi ismimden türeyen bir isim verdim. Onunla ilişkiyi sürdürenle ben de ilişkimi sürdürür, onunla ilişkiyi kesenle bende ilişkimi keserim.” (Ebû Davud, Ahmed b. Hanbel)
“Rahim, Rahman’dan uzanmış bir daldır ve arşa bağlıdır.” (İbn Hibban, Sahih)
2- Sıla-i Rahim, istenilen oranda tesis edildiğinde rızkın ve ömrün bereketlenmesinin en önemli vesiledir.
“Kim rızkının bollaştırılmasını, yahut ecelinin geciktirilmesini arzu ederse, akraba ile irtibatını sürdürsün.” (Müslim, Birr, 20; Buhari, Edeb, 12)
3- Sıla-i Rahim, korunduğunda sahibini cennete taşıyacak bir buraktır.
“Ey İnsanlar! Selamı yayın, misafirlerinize yemek yedirin, sıla-i rahmi yerine getirin, insanlar uykuda iken siz uyanık olup, Rabbinizin huzurunda kıyama durun ve böylece selametle cennete girin!” (Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyame, 42; İbn Mace, Et’ime, 1)
“Akraba ile ilişkisini kesen, cennete giremez.” (Buhari, Edeb, 11; Müslim, Birr, 19)
4- Sıla-i Rahim, koparıldığında; toplumu rahmetten mahrum bırakan bir yıkımdır.
“İçlerinde akrabalık bağını koparan kimsenin bulunduğu bir topluluğa rahmet inmez.” (Buhari, Edebü’l-Müfred)
5- Sıla-i Rahim, inşa edildiğinde; karşılığı dünyada verilmeye başlanan bir nimettir.
“Sevabı dünyada iken verilecek iyilik, başkalarının dertleri ile ilgilenmek ve akraba ile bağları korumaktır. Cezası dünyada iken verilecek kötülük ise haddi aşarak azgınlık yapmak ve akraba ile ilişkileri kesmektir.” (İbn Mace, Zühd, 23; Ebu Davud, Edeb 43)
Sorulması imkan dahilinde olan iki soru:
Birincisi: İyi hoş da, biz ne kadar korumaya çalışıyorsak, akrabalarımız koparmaya çalışıyor, o zaman ne yapacağız?
İkincisi: Akrabalarımız İslam’ı yaşayan insanlar değil, bağı korudukça biz etkileniyor, çocuklarımız etkileniyor, o zaman ne yapacağız?
“Eğer dediğin gibi isen, böyle davranmakla onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninledir.” (Müslim’in Birr, 22)
İtidal ve mesafe ayarı…
Kur’an Çerçevesinden Akrabalık
Akrabalığın değer ve kıymeti
– Akrabalık Kur’an’ın en temel emirlerinden bir tanesidir: Nisa, 36
– Akrabaların hakkını vermek çok önemli bir husustur. İsra 26; Rum 38
– Akrabalara yardım ve iyilik etmek Allah’ın emridir: Bakara, 83, 177; Nahl, 90
– Akrabalık bağlarını koparmak fitne ve fesad sebebidir. Bakara, 27; Muhammed, 22
– Akraba birbirlerinin varisidir. Enfal, 75; Ahzab, 6
Akrabalığın sınır ve çerçevesi
– Akraba dahi olsa adaletten ödün verilmemesi gerektiği: En’am, 152; Nisa, 135
– Akraba birbirinin vebalini/günahını yüklenmeyeceği gerçeği. (Suçun, günahın şahsiliği) Fatır, 18
– Akraba bağının kurtuluş için yetmeyeceğine, asıl meselenin iman olduğu hakikati: Mümtehine, 3
– Akraba sevgisinin Allah ve Resulü sevgisinin önüne geçmemesi ikazı: Tevbe, 24
– Akraba dahi olsa küfür üzere ölenler için istiğfar dilenmemesi uyarısı: Tevbe, 113
“İçinizden kim akrabası ile bağını kesmişse kalkıp gitsin meclisimizden, önce o bağı kursun sonra gelsin. Böyle biri varken meclisimizde istenilen bereket olmaz.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned; Beyhaki Şuabü’l-İman)
(2028)