Salihler Yolunun Rehberi Hz. İlyas (as) | Muhammed Emin Yıldırım | 4K

Siret-i Enbiyâ derslerimizin bu haftaki konusu Hz. İlyâs (as) idi. Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “Sâlihler Yolunun Rehberi Hz. İlyâs” serlevhasının altında fazlaca tanımadığımız bu peygamberimizi özellikle Kur’ân’ın rehberliğinde anlattı. Hz. İlyâs’ın nerede, ne zaman, hangi muhatap çevrelerine ve nasıl tebliğ ulaştırdığına dair çok önemli bilgileri öğrendiğimiz bu derste hocamız, özellikle haftaya onun kavminin taptığı Ba’l putunun bugüne dair mesajları üzerinde durulacağını söyledi ve bize bunun için bir araştırma ödevi verdi.

Dersten Cümleler

Siret-i Enbiyâ derslerimizde bir İslâm Peygamberi olan ve çok fazlaca tanımadığımız bir peygamber olan Hz. İlyâs’a ulaştık elhamdülillah…

Allah (cc) hepimize şerefli bir hayat ve şerefli bir ölüm versin…

İki önemli husus:

Birincisi: Üstünlüğün soyda, boyda, cinsiyette, yaşta, ailede, herhangi bir mensubiyette değil önce iman sonra takvada olduğu hakikatidir.

İkincisi: Tarihin bir döneminde iyilik ya da kötülük yapmış bir topluluğun bundan dolayı övünmesi veya yerilmesi doğru değildir. Yani sadece atalarla övünmek kişiye bir fayda sağlamadığı gibi atalarla yerinmek de kişiye bir fayda sağlamaz.

Temel kaide:

تِلْكَ اُمَّةٌ قَدْ خَلَتْۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُمْ مَا كَسَبْتُمْۚ وَلَا تُسْـَٔلُونَ عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ

“Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.” (Bakara 2/134, 141)

Hz. Yûşa, 27 sene fetihten sonra kavminin başında kalıyor ve birçok başka yeri de fethetmeye muvaffak oluyor. Sonra o vefat ederken yerine Kaleb b. Yufanna’yı bırakıyor. Yıllarca da Hz. Kaleb, İsrâiloğulları’nın hem dini hem siyasi lideri oluyor. Onun vefatından sonra oğlu bir müddet bu görevi icra ediyor. Daha sonra ise İslâm kaynaklarında Hızkil b. Buzi ama Yahudi kaynaklarında Hezekiel diye geçen peygamber İsrâiloğulları’nın başına geçiyor.

Hz. Hızkıl’in peygamber olduğuna dair Bakara sûresi 243. âyetinin tefsirinde Taberi’nin Tabiîn’den Vehb b. Münebbih’ten naklettiği bilgiyi Beğavi, İbn Atiye, Beydavî, Kurtubî, İbn Kesir, gibi âlimler de aktarmışlardır.

İsrâiloğulları Kudüs ve civar yerleri fethedince o günlerde önemli bir şehir olan Bek şehrini de fethetmişlerdi. Bu şehir şu an Lübnan sınırları içerisindedir.

Şehrin kralı Ahâb, Tevrat’a göre Ahâv, İsrâiloğulları’nın inançlarını bozmuş ve yaptırdığı büyük bir puta onları ibadet etmeye zorlamış nihayetinde ikna etmişti. İşte Hz. İlyâs bu şehirde bir mücadele başlatacaktı. O putun adı Ba’l putu idi ve bu puttan dolayı şehrin adı Balbek olmuştu.

Hz. İlyâs’ı ben zihnime şöyle kodlamışım: Zoru başaran bir kadın olan Elişeva’nın sabrının mükâfatı…

Dersimizin serlevhasına dikkat ettiniz mi? “Sâlihler Yolunun Rehberi Hz. İlyâs (as)” dedik. Bu ifadenin alındığı yer; En’am sûresi 85. âyettir.

Biz günde en az 40 kez Allah’tan ne istiyoruz? “Allah’ım bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet!” diyoruz değil mi? Bu nimet verilenler kim? Bunu biz Nisa sûresi 69. ayetten net bir şekilde öğreniyoruz: Nebiler, Sıddıklar, Şehitler ve Salihler…

Bu hidayet önderlerini bilgimiz artsın diye değil şahsiyetlerimiz otursun diye öğrenmeye çabalamalıyız…

Hz. İlyâs’ın soy silsilesi:

– İlyâs b. Yâsîn b. Finhâs b. Îzâr b. Hârûn b. İmrân
– İlyâs b. Âzir b. Îzâr b. Hârûn b. İmrân  (Taberî, Câmiʿu’l-beyân, XXIII, 58; Târîḫ, I, 461; İbn Kesîr, I, 337

İlyâs isminin anlamına gelince; Arap dilcilerine göre İlyâs kelimesi İsmail ve İshak gibi yabancı bir kelime olup, aslı İbranice Eliyah veya Eliyahu’dur. “Yahve tanrımdır” anlamına gelen bu ismin, onun asıl adı değil; peygamberlik görevini simgeleyen bir lakap olabileceği de belirtilmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. İlyâs (as)

1- Kur’ân-ı Kerîm’de ismi 3 defa anılan bir peygamberdir.

Hangi ayetler bunlar:

En‘âm 6/85
Sâffât 37/123,
Sâffât 37/130

2- Kur’ân-ı Kerîm’de ismi, aynı yerde 17 elçi ile beraber anılan bir peygamberdir.

Kur’ân’ın saydığı şekilde o isimleri bir hatırlayalım:

İbrâhim, İshak, Ya’kûb, Nûh, Dâvûd, Süleymân, Eyyûb, Yûsuf, Mûsâ, Hârûn, Zekeriyyâ, Yahyâ, Îsâ, İlyâs, İsmâil, Elyesâ, Yûnus ve Lût – Hepsine binlerce selâm olsun – (En’âm 6/83-86)

3- Kur’ân-ı Kerîm’de Sâffât sûresinde anılan 9 peygamberden biridir.

İlk olarak Hz. Nûh, sonra, Hz. İbrâhim, sonra isim verilmeden Hz. İsmâil, (kurban hadisesi burada anlatılır) sonra Hz. İshak, sonra Hz. Mûsâ ve Hz. Hârûn, sonra Hz. İlyâs, sonra Hz. Lût, en sonda da Hz. Yûnus anlatılır.

4- Kur’ân-ı Kerîm’de tek bir yerde olsa bile kıssası anlatılan bir peygamberdir.

Sâffât sûresi 123-132 ayetleri arasında 10 âyette aktarılır.

5- Kur’ân-ı Kerîm’de kavmi/muhataplarının dini inanışlarına dikkat çekilen bir peygamberdir.
6- Kur’ân-ı Kerîm’de kavminin taptığı putun adı açıkça anılan bir peygamberdir.

Saffat sûresi 125. âyette kavminin taptığı putun adının “Ba’l” putu olduğu zikredilir..

7- Kur’ân-ı Kerîm’de kavmini nasıl davet ettiği ve nelerle karşılaştığı anlatılan bir peygamberdir.
8- Kur’ân-ı Kerîm’de Ehl-i Kitap’ın isnat ve iftiralarına karşı cevap verilmeyen bir peygamberdir.
9-  Kur’ân-ı Kerim’de adı gündemden hiç düşmeyeceği belirtilen bir peygamberdir.

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ

“Sonra gelenler arasında ona (hayırlı, şerefli ve güzel bir) yâd bıraktık.” (Sâffât 37/129)

10- Kur’ân-ı Kerim’de şahsiyeti, hususiyetleri, özellikleri ve ayrıcalıkları çok önemli bilgilerle tanıtılan bir peygamberdir.

Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İlyâs’ın Şahsiyeti ve Hususiyetleri

هَدَيْنَاۚ / Hidâyete erdirilmesi (En’âm 6/84)
الْمُحْسِن۪ينَۙ / Muhsinlerden olması (En’âm 6/84)
كُلٌّ مِنَ الصَّالِح۪ينَۙ / Sâlihlerden olması (En’âm 6/85)

وَزَكَرِيَّا وَيَحْيٰى وَع۪يسٰى وَاِلْيَاسَۜ كُلٌّ مِنَ الصَّالِح۪ينَۙ

“Zekeriyyâ, Yahyâ, Îsâ ve İlyâs’ı da (doğru yola iletmiştik). Hepsi de sâlihlerden/iyilerden idi.” (En’âm 6/85)

Buradan ne anlıyoruz?

1- Mutlak manada iyiler ancak peygamberlerdir.
2- Mutlak manada iyilik ölçüleri ancak onlardan öğrenilir.
3- Mutlak manada iyiliğe ancak onların arkasından gidilerek ulaşılabilir.
4- Mutlak manada kurtuluş ancak onların yollarını yol olarak edinmekle mümkündür.
5- Mutlak manada iyilik asla başkalarının yollarından ve izlerinden elde edilmez.

وَكُلًّا فَضَّلْنَا عَلَى الْعَالَم۪ينَۙ / Âlemlere üstün kılınması (En’âm 6/86)
وَاجْتَبَيْنَاهُمْ / Allah tarafından özel olarak seçilmesi (En’âm 6/87)
اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ / Dosdoğru yolun dosdoğru yolcusu olması (En’âm 6/88)
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَۚ / Kendisine kitap, hüküm ve nübüvvet verdiğimiz kimselerden olması (En’âm 6/89)
قُلْ لَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْرًاۜ / Tüm peygamberler gibi asla ücret/karşılık beklememesi (En’âm 6/90)
لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ / Gönderilen peygamberlerden olması (Sâffât 37/123)
اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ / Allah’ın muhlis/ihlâs üzere olan kullarından olması (Sâffât 37/128)
سَلَامٌ عَلٰٓى اِلْ‌يَاس۪ينَ / Allah’ın özel selâmına muhatap olması (Sâffât 37/130)
اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ / Muhsinlerden olarak özel mükafatlara mazhar kılınması (Sâffât 37/131)
اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِن۪ينَ / Özel mümin kullarından olduğunun vurgulanması (Sâffât 37/132)

182 âyetten oluşan ve tertipte 37. sırada olan Sâffât sûresi ne zaman nazil oluyor? Nübüvvetin 6. yılının başlarında…

Sürenin içerisinde birçok konu aktarılıyor ama 75. âyetten itibaren Hz. Nûh’tan başlıyor ve 9 peygamber aktarılıyor. Bu 9 peygamber kimdi?  Hz. Nûh, Hz. İbrâhim, Hz. İsmâil, (isim verilmeden) Hz. İshâk, Hz. Musa ve Hz. Harun, Hz. İlyas, Hz. Lut ve en sonunda da Hz. Yunus anlatılır.

Bu peygamberlerin diğer peygamberlerden farklı olarak ortak bir özelliği var, o nedir? Hepsinin hayatında çok ağır şartlarda bir hicretin olmasıdır.

Mekkelilerin hiç bilmediği ve tanımadığı bir isim Hz. İlyâs ve nübüvvetin 6. yılında Müslümanlar 2. Habeşistan hicretine gidecekleri bir zaman diliminde Hz. İlyâs’ı bilen ve tanıyan bir yere giderlerken, Hz. İlyâs ile alakalı bilgileri heybelerine alarak gidiyorlardı.

Sâffât sûresinde yer verilen 9 peygamberden bazıları için aynı ifadeler kullanılır.

Bu ifadeler nelerdir?

اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ

“Şüphesiz biz, muhsinleri/iyileri işte böyle mükâfatlandırırız.” (Sâffât 37/80, 105, 110, 121, 131)

اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِن۪ينَ

“Çünkü o bizim mü’min kullarımızdandı.” (Sâffât 37/81, 111, 122, 132)

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَۘ

“Sonra gelenler arasında ona (hayırlı, şerefli ve güzel bir) yâd bıraktık.” (Sâffât 37/82, 108, 119, 129)

سَلَامٌ عَلٰى نُوحٍ فِي الْعَالَم۪ينَ

“Âlemler içinde Nûh’a selâm olsun!” (Sâffât 37/81)

سَلَامٌ عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَ

“İbrâhîm’e selâm olsun!” (Sâffât 37/109)

سَلَامٌ عَلٰى مُوسٰى وَهٰرُونَ

“Mûsâ ve Hârûn’a selam olsun.” (Sâffât 37/120)  

وَاِنَّ اِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۜ

“Doğrusu İlyâs da gönderilen peygamberlerdendir.” (Sâffât 37/123)

اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اَلَا تَتَّقُونَ

“Hani kendi kavmine demişti ki: “Siz korkup sakınmaz mısınız?” (Sâffât 37/124)

اَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ اَحْسَنَ الْخَالِق۪ينَۙ

“Siz Ba’l’e tapıp da yaratıcıların en güzeli (olan Allah’ı) mı bırakıyorsunuz?” (Sâffât 37/125)

اَللّٰهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ اٰبَٓائِكُمُ الْاَوَّل۪ينَ

“Allah ki, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.” (Sâffât 37/126)

فَكَذَّبُوهُ فَاِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَۙ

“Fakat onu yalanladılar; bundan dolayı gerçekten onlar, (azab için getirilip) hazır bulundurulacak olanlardır.” (Sâffât 37/127)

اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ

“Ancak Allah’ın ihlâs sahibi (mümin) kulları müstesnadır.” (Sâffât 37/128)

وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ

“Sonra gelenler arasında ona (hayırlı, şerefli ve güzel bir) yâd bıraktık.” (Sâffât 37/129)

سَلَامٌ عَلٰٓى اِلْ‌يَاس۪ينَ

“Selâm olsun İlyâs’a!” (Sâffât 37/130)

İlyâs adının bu ayette “İlyâsîn” şeklinde yer alması bizim tefsir âlimlerimiz tarafından epey üzerinde durulmuştur. En fazla dile getirilen hususları burada aktarırsak;

1- Arapça olmayan isimler Arapça da farklı telaffuz edilebilir.
2- Sûre sonlarındaki nazım için yapılmış olabilir.
3- İlyâs’ın çoğulu veya “İlyâs’a mensuplar” anlamında böyle kullanılmış olabilir. Yani selam olsun İlyaslara ve İlyasların yolundan gidenlere…
4- Şive farkından böyle kullanılmış olabilir.
5- Burada daha geniş bir anlamda kullanılmış olabilir.   

اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ

“Şüphesiz biz, muhsinleri/iyileri işte böyle mükâfatlandırırız.” (Sâffât 37/131)

اِنَّهُ مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِن۪ينَ

“Çünkü o bizim mü’min kullarımızdandı.” (Sâffât 37/132)

سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَۚ

“Mutlak izzet sahibi olan Rabb’in, onların yakıştırdığı nitelemelerden münezzehtir.” (Sâffât 37/180)

سَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَل۪ينَۚ

“Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun!” (Sâffât 37/181)

وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

 “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a da hamd olsun!” (Sâffât 37/182)

(380)