En Faziletli ve En Hayırlı Amel: Cihad
Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, ‘Cihad Ahlakı’ bahsinde, ‘En Faziletli ve En Hayırlı Amel Cihad’ başlığında, çok önemli bir sorumluluğumuz olan cihad meselesini, Kur’an ve Hadisler ışığında anlattı. Cihad kavramının ne anlama geldiğine değinen Hocamız, bu yüce kavrama karşı bugün İslam Dünyası’nda nasıl tavırlar takınıldığına da değindi.
Dersten Cümleler
Harîs el-Eş’arî’den (ra) rivâyete göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurdu: “Allah, Zekeriyya’nın oğlu Yahya’ya beş şeyi yapmasını ve bunları İsrail oğullarına da yaptırmasını emretti. Bunlardan ilki kulluğunu sadece Allah’a yapıp ona hiçbir şeyi ortak koşmamanızdır. İkincisi namazı dosdoğru kılmanızdır. Üçüncüsü orucu tastamam tutmanızdır. Dördüncüsü sadakaları ihtiyaç sahiplerine vermenizdir. Beşincisi daima Allah’ı hatırlarınızda tutmanızdır.”
Hadisin metninde bunları Efendimiz (sas) biraz açıklıyor ve sonra buyuruyor ki: “Bende size Allah’ın bana emrettiği beş şeyi emrediyorum: Dinlemek, İtaat, Cihâd, Hicret ve Cemaat!”
Devamında diyor ki Efendimiz (sas): “Kim cemaatten bir karış ayrılırsa İslam bağını boynundan çıkarmış olur, ancak bir daha cemaate tekrar dönerse o zaman başka… Kim cahiliye davası iddia eder ve cahiliyeye ait meseleleri müdafaa ederse, Cehennemlik kimselerdendir.”
Bunun üzerine bir adam Ey Allah’ın Resûlü! Bu kimse oruç tutsa da namaz kılsa da aynı mıdır? diye sordu. Rasûlullah (sas): “Namaz kılsa da oruç tutsa da durum aynıdır” buyurdu ve dedi ki: “Siz Müslümanlar olarak Allah’ın davasına sarılın, başka şeylere kapılmayın. Çünkü o size Müslümanlar, Mü’minler ve Abdullah/Allah’ın kulları ismini vermiştir.” (Tirmizi, Emsâl, 3)
İnsan düşünen bir varlıktır, onun düşünmesini yani tasavvurunu oluşturan şey ise kavramlardır.
Kavramlar işin mihenk taşıdır.
Zulüm, eşyayı koyulan asli yerinden etmektir.
Cihad kavramına üç farklı yaklaşım sergileniyor:
1. İçini tamamen boşaltanlar
2. İçini sadece kıtal/savaş ile dolduranlar
3. İçini sadece tebliğ/davet ile dolduranlar
“Ben hem merhamet, hem kılıç peygamberiyim!” (Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, XX, 168, 180)
Arapça’da “güç ve gayret sarf etmek, bir işi başarmak için elinden gelen bütün imkânları kullanmak” mânasındaki cehd kökünden türeyen bir kavramdır cihad.
İslâmî literatürde: “Dinî emirleri öğrenip ona göre yaşamak ve başkalarına öğretmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaya çalışmak, İslâm’ı tebliğ etmek için gayret içerisinde olmak, nefse ve dış düşmanlara karşı mücadele vermek ve savaşmak” anlamındadır.
Cihad, Kur’an-ı Kerim’de isim olarak 4, çeşitli türevleriyle 24, Mücahid şeklinde ise 2 yerde geçen bir kavramdır.
Cihad: Tevbe 24; Hac, 78; Furkan 52; Mümtehine 1
Mücahid: Nisa 95; Muhammed 31
Cihad, kavramı sadece Medenî ayetlerde geçen bir kavram değil, Mekkî ayetlerde de yer alan bir kavramdır. Örnek olarak Furkan Süresi 52. ayete ve Ankebut Süresi 69. ayete bakabiliriz.
Kur’an-ı Kerim’e Göre Cihad Nedir?
1. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, amellerin en faziletlisi ve en hayırlısı olarak kullanılan bir kavramdır. (Tevbe, 19, 20, 88)
2. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, ferdi bir sorumluluğu ifade eden bir kavramdır.
“Cihad eden, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, âlemlerden müstağnîdir. (O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).” (Ankebut, 6)
3. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, Allah’ın affını, rahmetini ve yardımını kazandırtan amellerden en önemlisinin olduğu hakikatini belirten bir kavramdır. (Bakara, 218, Nahl, 110; Nisa, 95; Maide 35, 54)
“Ama bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.” (Ankebut,69)
4. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, imtihanın en önemli vesilesi ve cennete ulaşmanın en önemli yolu olduğunu belirten bir kavramdır. (Al-i İmran,142; Tevbe, 86; Muhammed 31)
5. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, sadece bedenen yapılan bir amel değil, mal ve başka nimetlerle de yapılan bir amel olduğunu belirten bir kavramdır. (Enfal,72; Hucurat,15; Saf, 11;Tevbe 44, Tevbe 8)
6. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, gerçek müminliğin işareti olduğunu belirten bir kavramdır. (Enfal, 74)
7. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, müminlerin birbirlerine dost ve sırdaş olmalarının en önemli sebebi olduğunu belirten bir kavramdır. (Enfal, 75; Tevbe, 16; Mümtehine, 1)
8. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, kâfirlere ve münafıklara karşı zafiyet göstermeden sertçe ortaya konması gerektiğini belirten bir kavramdır.
“Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir varış yeridir!” (Tevbe, 73) (Tahrim, 9)
9. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, şartlar oluştuğu zaman yerine getirilmesi gereken ve bahanelere takılmadan yapılması zorunlu bir amel olduğunu belirten bir kavramdır. (Tevbe, 24, Tevbe, 41)
10. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, hakkı verilerek yerine getirilmesi istenen bir sorumluluk olduğunu belirten bir kavramdır. (Hac, 78)
11. Cihad Kur’an-ı Kerim’de, münafıklara çok ağır ve zor geldiği belirtilen bir kavramdır. (Nur, 53)
12. Cihad, Kur’an-ı Kerim’de, özellikle inkârcılara karşı kendisi ile yapılması gerektiğini belirten bir kavramdır.
“O halde, kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur’an ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir cihad ver!” (Furkan, 52)
Hadislere Göre Cihad Nasıl Anlaşılmalıdır?
1. Cihad, hakiki bir imandan sonra yapılması gereken bir ameldir.
Önce Muvahhid olunacak, sonra Mücahid olunacak….
Berâ radıyallahu anh şöyle dedi: “Tepeden tırnağa silâhlı bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve: “Yâ Resûlallah! Sizinle birlikte önce savaşa mı katılayım, yoksa Müslüman mı olayım? dedi. Resûl–i Ekrem: “Önce Müslüman ol, sonra savaş” buyurdu. Bunun üzerine adam Müslüman oldu, sonra savaştı ve neticede şehit oldu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Az çalıştı, çok kazandı” buyurdu. (Buhârî, Cihâd, 13; Müslim, İmâre; 144)
“Mücahit nefsinin isteklerine karşı cihâd ederek günahlardan uzak durmak için mücadele eden kimsedir.” (Müslim, İmâre, 42; Ebû Dâvûd, Cihâd, 36)
2. Cihad, İslam ile insan arasındaki engelleri kaldırmak için yapılan bir ameldir.
İmam Maturidi’den üzerinde düşünülmesi gereken bir cihad tarifi: “Cihad, savaşa giden yolları kapatmaktır.”
“Allah yolunda, Allah’ın adıyla savaş. Allah’a küfredenlerle harp eyle. Savaşta ganimete hıyanet etmeyiniz, ahdi bozmayınız, düşmanlarınızın ağız burunları kesmeyiniz, çocukları öldürmeyiniz. Müşriklerle karşılaştığın zaman onları üç şeye davet et, bunlardan hangisini kabul ederlerse onu kabul et ve onlardan elini çek. Onları İslam’a davet et. Müslüman olmayı kabul ederlerse, sen de kabul et ve savaşı bırak. Sonra onlara kendi yerlerini bırakıp muhacirlerin yanına intikal etmelerini emret ve muhacirler için geçerli olan yükümlülüklerin onlar için de geçerli olacağını haber ver. Şayet kabul etmezlerse, Müslüman Arap köylüler gibi olacaklarını, Müslümanlar için geçerli olan Allah’ın hükümlerinin onlar için de geçerli olacağını, Müslümanlarla beraber savaşmadıkça ganimetten faydalanamayacaklarını haber ver. Bunu da kabul etmezlerse cizye vermelerini iste. Eğer kabul ederlerse savaşma; şayet kabul etmezlerse, Allah’a sığın ve onlarla savaş.” (Müslim, Cihad, 3; Ebû Davud, Cihad, 82; İbn Mace, Cihad, 38)
3. Cihad, Allah (cc) katında en faziletli ve en hayırlı ameldir.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallallahu aleyhi ve sellem’e: “Hangi amel daha faziletlidir? diye soruldu. ‘Allah’a ve Resûlü’ne inanmak’ buyurdu. Sonra hangisi? denildi. ‘Allah yolunda cihad etmek’ karşılığını verdi. Bundan sonra hangisi? denilince:‘Allah katında makbul olan hactır’ buyurdular. (Buhârî, Îmân, 18, Hac, 4, Tevhîd, 47; Müslim,Îmân, 135)
Abdullah b. Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi: “Yâ Resûlallah! Hangi amel Allah’a daha sevimlidir? dedim. ‘Vaktinde kılınan namaz’ buyurdu. Sonra hangisidir? diye sordum: ‘Ana babaya iyilik etmek’ diye cevap verdi. Ondan sonra hangisidir? dedim: ‘Allah yolunda cihad etmek’ buyurdular. (Buhârî, Mevâkît, 5, Cihâd, 1, Edeb, 1, Tevhîd, 48; Müslim, Îmân, 137–139)
4. Cihad, İslam’ın zirvesi, Müslümanlığın şiarı ve imanın tezahürü olan bir ameldir.
Muâz b. Cebel: “Ya Resûlallah! Cennete girdirecek, cehennemden uzaklaştıracak bir ameli bana haber verir misin?”
Efendimiz (sas): “Çok büyük bir şey istiyorsun. Ancak bu, Allah’ın kolaylaştırdığı kişiye zor gelmez: Hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca Allah’a kulluk edersin. Namazı dosdoğru kılarsın. Zekâtı verirsin. Ramazan orucunu tutarsın. Gücün yeter, imkân bulabilirsen haccedersin!” buyurdu.
“Şimdi sana hayır kapılarını haber vereyim mi? Oruç kalkandır. Sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahın azabını söndürür. Ayrıca kişinin gece yarısı kıldığı namaz da günahı siler.”
“Korkuyla ve umutla Rablerine kulluk etmek için onların vücutları yataklarından uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.” (Secde Sûresi, 16, 17)
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: “Sana bütün işlerin başını, ana direğini ve zirvesi/doruk noktasını bildireyim mi?” Muâz: “Evet, bildir Ya Resûlallah!” dedi. Resûlullah (sas) buyurdu ki: “İşin başı İslâm, direği namaz, zirvesi cihaddır!”
“Bu anlattıklarımın hepsini tutan, onların devamına ve olgunlaşmasına sebep olan şey nedir söyleyeyim mi?” diye sordu. Muâz: “Evet, söyle Ya Resûlallah!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber dilini tuttu ve: “Şunu koru!” buyurdu. Muâz: “Ya Resûlallah! Biz konuştuklarımızdan da sorgulanacak mıyız?” diye sorunca Allah Resûlü şöyle buyurdu: “Annen hasretine yansın ey Muâz! İnsanları yüzüstü cehenneme sürükleyen ancak dillerinin ürettikleridir!” (Tirmizî, Îmân,8; İbn Mâce, Fiten, 1)
5. Cihad, Allah (cc) nazarında kulunun kefili olmayı kazandırtan bir ameldir.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh ‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ kendi yolunda cihada çıkan kimseye, onu sadece benim yolumda cihad, bana îman, benim resullerimi tasdîk yola çıkarmıştır, buyurarak kefil olur. Allah, o kimseyi şehid olursa cennete koymaya, gazi olursa manevî ecre ve dünyalık ganimete kavuşmuş olarak, evine döndürmeye kefil olmuştur. Muhammed’in canını kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda açılan bir yara, kıyamet gününde açıldığı gündeki şekliyle gelir: Rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur. Muhammed’in canını kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, eğer müslümanlara zor gelmeseydi, Allah yolunda cihada çıkan hiçbir seriyyenin arkasında asla oturup kalmazdım. Fakat maddî güç bulamıyorum ki onları sevkedeyim, onlar da bu gücü bulamıyorlar. Benden ayrılıp geride kalmak ise onlara zor geliyor. Muhammed’in canını elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda cihad edip öldürülmeyi, sonra cihad edip yine öldürülmeyi, sonra tekrar cihad edip tekrar öldürülmeyi çok arzu ederdim.” (Müslim, İmâre, 103)
6. Cihad, sevap itibari ile başka bir hiçbir nafile ibadetle karşılaştırılamayacak kadar değerli bir ameldir.
“Allah yolunda cihad eden kimsenin benzeri, gündüzleri oruç tutan, geceleri namaz kılan, Allah’ın âyetlerine hakkıyla itâat eden ve Allah yolunda cihad eden kimse, cepheden dönünceye kadar, namaza ve oruca hiç bir şekilde ara vermeyen kimsenin benzeridir.” (Buhârî,Cihâd, 1; Müslim, İmâre, 110)
7. Cihad, Cennet’in yollarını kolaylaştıran, Cehennem’i ise yapandan uzaklaştıran bir ameldir.
“Allah yolunda ayakları tozlanan bir kula cehennem ateşi dokunmaz.” (Buhârî, Cihâd, 16)
8. Cihad, sadece yapanlara değil, destek ve yardımcı olanlara da sevap kazandırtacak bir ameldir.
“Hanım! Savaş için hazırladığım şeyleri bu delikanlıya ver; onlardan hiçbir şey alıkoyma. Allah hakkı için onlardan hiçbir şey bırakma ki, berekete nail olasın!” (Müslim, İmâre, 134)
9. Cihad, kul hakkı dışında bütün günahların keffareti olacak bir ameldir.
“Şehidin kul borcu dışındaki bütün günahlarını Allah bağışlar.” (Müslim, İmâre, 119)
10. Cihad, hiç durmadan, duraksamadan kıyamete kadar devam edecek bir ameldir.
Ebû Amr ed-Dani ve Zeyd b. Eslem’den, o da babasından, o da Resulullah (sas) şöyle dediğini rivayet eder: “Gökten yağmur yağdıkça cihad tatlı ve yeşil kalacaktır. İnsanların üzerine bir zaman gelir ki, onlardan bazı kurralar: “Bu zaman cihad zamanı değildir” derler. Sizden kim bu zamana yetişirse o dönem ne güzel cihad dönemidir.” Dediler ki: “Ey Allah’ın Resûlu! Onlardan biri mi bunu söyleyecek? Buyurdu ki: “Evet Allah’ın meleklerin ve tüm insanların lanetlediği kişi?” (İbn Asakir, Tarihu Dımeşk, 43/347; Müttaki, Kenzu’l-Ummal, 4/556)
“Ey Allah’ın Resûlü! İnsanlar atlarını salıverdiler, silahlarını da bıraktılar ve şöyle diyorlar: Artık cihad yoktur! Kuşkusuz ki harp ağırlıklarını bırakmıştır.”
“Yalan söylüyorlar! Asıl şimdi cihad zamanı geldi. Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak ki onlar hak yolunda (cihad ederek) savaşacaklar. Allah ta bir kısım insanların kalplerini onlara meylettirecek ve onlar yüzünden diğerlerine rızık verecektir. Kıyamet kopup Allah’ın vadi yerine gelinceye kadar, hatta Ye’cuc ve Me’cuc çıkıncaya dek bu böylece devam edecektir. Kıyamet gününe kadar atların alınlarında hayır vardır. Rabbim bana vahyederek bildirdi ki çok geçmeden ruhum kabzolunacaktır. Sizler benim yoluma uyacaksınız, bir kısmınız da bir kısmınızın boynunu vuracaktır ve mü’minlerin esas yurdu da Şam olacaktır.” (Nesâî, Talak, 28; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 28/164-166)
“el-Iyne yoluyla alışveriş yaptığınız, öküzlerin kuyruğuna yapıştığınız ve tarım işleriyle uğraşmaktan razı olduğunuz ve cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size öyle bir zillet musallat eder ki dininize dönünceye kadar onu üzerinizden atamazsınız.” (Ebû Davud, Kitâbü’l-Bu’yû, 56)
İyne العينة yoluyla alış-veriş: “Veresiye alıp, aynı kişiye pahalı satarak nakit elde etmek!”
(3015)