Çok İyi Bil ki Allah’tan Başka İlah Yoktur!

Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Çok İyi Bil Ki, Allah’tan Başka İlah Yoktur” serlevhasında, Kelime-i Tevhid’in manası ve tesiri üzerinde durdu. Hocamız,
imanın anahtarı ve esası olan bu yüce kelimenin nasıl anlaşılması gerektiğini, nasıl kavranması ve nasıl hayat taşınması gerektiğini çok önemli mesajlarla anlattı.

Dersten Cümleler

“Çok iyi bil ki, Allah’tan başka ilah yoktur. (Öyleyse) Hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de, duracağınız yeri de bilir.” (Muhammed Süresi, 47/19)

“Çok iyi bil ki, Allah’tan başka ilah yoktur.” serlevhasının en temel mesajları:

Bil!
Anla!
Kavra!
Unutma!
Gereğini Yap!

La ilahe illallah: Dört kelimeden, iki cümleden oluşan bir terkiptir.

“La İlahe/İlah yoktur” ne demektir?

1. İmha olmadan, inşa olmaz.
2. Reddedilmeden, kabul edilmez.
3. Temizlemeden, davet gerçekleşmez.
4. Kazımadan, boya sürülmez.
5. Zararlı olan defedilmeden, yararlı olan celp edilemez.

“İllallah” ne demektir?

1. ‘Allah’ demek yetmez, sadece ve sadece ‘Allah’ demek gerekir.
2. ‘Evet’ demek yetmez, önce gür bir seda ile ‘Hayır’ demek gerekir.
3. ‘İman’ etmek yetmez, evvelinde ‘İnkar’ etmek gerekir.
4. ‘Hakka’ ittiba etmek yetmez, öncesinde ‘Batılı’ izale etmek gerekir.
5. ‘Ben’ demek yetmez, Fatiha Süresi’nin bilincine ererek, ‘Biz’ demek gerekir.

Kulluk, ‘Eşhedü/Şehadet ederim’ diye başlar, ‘Nabudü/İbadet ederiz’ diye devam eder, devam etmek zorundadır.

İnsanlar Allah’tan başka ilah edinmişler, şu anda da ediniyorlar; son güne kadar da etmeye devam edecekler.

İnsanlık, Allah’tan başka ilah arayışına ne zaman girdi?
İnsanlığın bu sapmalarının nedenleri nelerdi?

“Abdu’d-dinar/Dinarın kulu, Abdu’d-dirhem/Dirhemin kulu, Abdu’l-Hamise/ İpek elbisenin kulu! Abdu’l-Kadife/Kadifenin kulu helak olsunlar Allah’tan başkasına kul olanlar…” (Buhari, 2887)

Hz. Adem’in çocukları ile başlayan süreç…

“Ve dediler ki: Sakın ilahlarınızı bırakmayın. Hele Ved’den, Suvâ’dan, Yeğûs’tan, Yeûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin.” (Nuh Sûresi, 71/23)

Ved: Erkek savaşçı
Suvâ: Güzel kadın
Yeğûs: Aslan
Yeûk: At
Nesr: Kartal…

Cürhümilerden sonra Kâbe’nin idaresini ele geçiren Huzalıların reisi Amr b. Luhay’ın, Hubel isimli putu Mekke’ye getirmesi…

Cumuhoğullarından Ümeyye b. Halef, Hubel putunun işlerini yürütüyordu.

Kur’an, ilah yada çoğulu alihe dediği bu putlara, endad, esnam, evsan, temâsil, şüreka, şüheda, şufa, erbab, evliya, emsal, tağut, cibt, ensab, veled, sahibe isimlerini de kullanıyor.

“Gördünüz mü o Lât ve Uzzâ’yı? Ve üçüncüleri olan ötekini, yani Menât’ı. Demek erkek size, dişi Allah’a öyle mi?…” (Necm Sûresi, 53/19-23)

Lât İlah’ın, Uzzâ Aziz’in, Menat ise Mennan isminin müennesleşmiş şeklidir.

Kur’an’ın “lem yelid velem yü’leed” ifadesinin anlamı…

Put, kişinin Allah’a (cc) ait vasıf ve özellikleri kendisinde var olduğu kuruntusuna kapıldığı veya o özellikleri paylaştığı maddi-manevi her şeydir.

İnsanlığın bu sapmalarının nedenleri nelerdir? Neden insan bu sapmalara düşer?

Yaratıcısı olan Allah’ı (cc) uzak görmek, O’na (cc) ulaşmanın mümkün olmadığını zan etmek…

Uzak bir Allah inancı insanda şu üç temel problemi oluşturuyor:
Yanlış vesile anlayışı
Şahıslaştırma
Kavrayamama…

“Kainatta hiçbir varlığa sırf kendisi olduğu için tapılmaz.”

“Muhammed ilahları bir tek ilah mı yapmış! Doğrusu bu şaşılacak bir şey” diyorlardı. (Sâd Sûresi, 38/5)
Kur’an’ın adını andığı üç tehlikeli ilah: Hevâ, Dehr ve Şârî.

“Gök Kubbenin altında Allah’tan başka tapılan şeyler arasında hevâdan daha dehşetli bir şey yoktur.” (Âlûsî, Rûhu’l-Meâni, c. 11, s. 36)

“Dediler ki: ‘Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız Bizi ancak dehr/zaman helak eder. Aslında bu hususta onların hiçbir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanna göre, yersiz tahmin ve kuruntularına göre hüküm veriyorlar.” (Casiye Sûresi, 45/ 24)

“Ya haybete’d-dehr/ Kör olası zaman!”

Şârî, “hüküm koyan, helal haram sınırlarını belirleyen” demektir.

“Yahudiler Allah’ı bırakıp hahamlarını, Hristiyanlar ise rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolunmuştu. Çünkü Allah’tan başka ilah yoktur. O (cc) bunların koştukları her türlü isnaddan elbette ki münezzehtir.” (Tevbe Sûresi, 9/31)

“Siz Rahiplerinizin helal kıldığını helal, haram kıldığını ise haram kabul etmiyor musun? İşte Allah’tan başka kime bu yetkiyi verirseniz o sizin rabbinizdir.”

Neml Süresi’nin 27/60-64…

ALLAH İLE BERABER BAŞKA BİR İLAH MI VAR?

Gökleri ve yeri yaratan, yeryüzünü yeşertmek için yağmurlar indiren, Allah değil midir?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

Yeryüzünü dinlenme yeri kılan, ırmaklar çağlatan, dağlar inşa eden, sular arasına engeller koyan, Allah değil midir?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

Dua edenin çağrısına karşılık veren, darda kalanın yardımına yetişen, tüm sıkıntıları gideren, Allah değil midir?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

İnsanı yeryüzünün halifesi kılan, ona şeref ve izzet bahşeden, yarattığı her şeyi hizmetine veren, Allah değil midir?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

Zifiri karanlıklarda yol bulduran, şaşırıp kalanları doğruya kavuşturan, rüzgarları ulaştıracağı rahmetinin müjdeleyicisi kılan, Allah değil midir?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

Yaratılışı ilk defa başlatan, her an yaratmaya devam eden, baharı kışı, hazanı yazı var eden Allah değil midir?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

Kanunlar ve kurallar koyan, koyduğu kurallara pazarlıksız uyulmasını isteyen, her hükmünde mükemmel olan Allah değil midir?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

E ilâhun mea Allâh/ Allah ile beraber bir başka ilâh mı var?

Haşâ! Yüz binlerce kez, milyonlarca kez haşâ!

La ilahe illallah/Allah’tan başka ilah yoktur!

Vahdehu lâ şerîke leh/ O tektir, O’nun hiçbir ortağı yoktur!

Lehü’l mülkü/ Mülk O’nundur; mülkte hiçbir ortağı yoktur!

Ve lehü’l hamdü/Hamd O’nadır; Hamdde O’nun hiçbir ortağı yoktur.

Ve hüve alâ külli şey’in kadîr/ Ve her şeye güç yetirendir; güçte, kuvvette, kudrette hiçbir ortağı yoktur.

(4485)