Mahrem, Namahrem ve Mahremiyet

Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Mahrem, Namahrem, Mahremiyet” başlığında, mahremiyet ahlakını anlattı. Bu üç kavramın ne anlama geldiğini, kadın ve erkek için mahremiyet sınırlanın neler olduğunu, nelere dikkat edilmesi gerektiğini çok önemli mesajlarla ile açıklayan Hocamız, her zaman ki gibi yine dikkat edilmesi gereken noktalara temas etti.

Dersten Cümleler

Kuklalara takılıyor, kuklacıları göremiyoruz…
Mahrem, Namahrem ve Mahremiyet…
Ukbe b. Amr, Efendimiz (sas)’den bize 102 tane hadis rivayet etmiştir.
İnsanların Peygamberlerden öğrene geldikleri ilk sözlerden biri de: ‘Utanmadıktan sonra dilediğini yap!’ sözüdür. (Buhârî, Edeb, 78; Ebu Dâvûd, Edeb, 6)
Hayâ fıtri bir olgu olarak insana bahşedilen bir nimettir.
“Hayâ imandandır.”
Mahrem: Helal olmayan, yasaklanan şeydir. Fıkıhta ise kendileriyle evlenilmesi dinen yasaklanmış bulunan, insanın en yakınlarıdır.
Namahrem: Mahremin zıddıdır; helal, yasak olmayan şey… Fıkıh terimi olarak ise; aralarında evlenme yasağı olmayan kişilere denir.
Mahremiyet: Gizlilik, bir şeyin (mahrem) gizli hali, bir şeyin gizli yönü demektir. Bir anlamda buna insanın dokunulmazlığı da denebilir.

İki soruya cevap aramak durumundayız:

1. Bir Müslüman hanıma ve beye kimler mahrem, kimler namahremdir?
2. Mahremlerin ve namahremlerin yanında tesettürün ölçüsü nasıl olmalıdır?

““Mümin hanımlara söyle gözlerini haramdan korusunlar, namus ve iffetlerini muhafaza etsinler. Görünen kısımlar müstesna olmak üzere zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler!” (Nur Süresi, 31)

“Ancak kocaları, babaları, kocalarının babaları, (kayınbabaları) oğulları, kocalarının oğulları, (üvey oğulları) erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, ellerinin altında bulunanlar, köleleri) erkeklerden ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler.”
Abdullah b. Abbas: “Çünkü bunlar Müslüman kadının örtüsüz halini kocalarına anlatabilirler!”
Nisa Süresi 23. ayette evlenilmesi ebediyen haram olan 12 sınıf sayılır.
Nur Süresi 31. ayet tesettür üzerinden kadına, Nisa Süresi 23. ayet, evlenilmesi yasak olan kadınlar üzerinden erkeğe hitap eder.

“Anneler, kızlar, kız kardeşler, halalar, teyzeler, kardeş kızları, kızkardeş kızları, süt anneler, süt bacılar, eşlerin anneleri, (kayınvalideler) üvey kızlar, iki kız kardeşin bir anda alınması.”

Mahrem olanlar ikiye ayrılır:

1. Ebedi Mahrem Olanlar
2. Geçici Mahrem Olanlar

Ebedi mahrem olanları üç başlıkta inceleyebiliriz:

1. Kan bağı ile mahrem olanlar
2. Evlilik bağı ile mahrem olanlar
3. Süt bağı ile mahrem olanlar
1. Kan bağı ile mahrem olanlar:

Bir erkek için, anne, nine, kız, kız kardeş, hala, teyze, erkek kardeşin kızları, kız kardeşin kızları kan bağı ile mahremdir.
Bir kadın için, baba, dede, oğul, erkek kardeş, amca, dayı, erkek kardeşin oğulları, kız kardeşin oğulları kan bağı ile mahremdir.

2. Evlilik bağı ile mahrem olanlar
Bir erkek için kayınvalide, üvey kız, gelin ve erkek torunlarının hanımlarıdır.
Bir kadın için, kayınpeder, üvey oğul, damat ve kız torunlarının kocalarıdır.

3. Süt bağı ile mahrem olanlar:
Bir erkek için, süt anne, süt annenin annesi ve onların torunları, süt kız kardeş, süt kız kardeşin kızı, süt erkek kardeşin kızı, süt hala, süt teyze ve kişinin karısından süt emen kız ebediyen haramdır.
Bir kadın için, sütbabası, sütoğlu, sütkardeşi ve sütkardeşinin oğluyla evlenmesi haramdır.
Süt mahremliğinin oluşması için erkekle kızın aynı anneden süt emmiş olmaları yeterlidir.
Eğer kız, erkeğin annesinden süt emmiş ise, o erkeğe ve o erkeğin tüm kardeşlerine haram olur.
Eğer erkek, kızın annesinden süt emmiş ise o kız ve kızın diğer kız kardeşleri o erkeğe haram olurlar.
Bu konuda genel bir kaide vardır: “Sütü emenin kendisi, emdirenin nesline haramdır./ Emenin nefsi, emzirenin nesline haramdır.”

2. Geçici Mahrem Olanlar:
Bir erkek için geçici mahrem olanlar; hanımının bacısı, hanımının halası, hanımının teyzesi, hanımının erkek veya kız kardeşinin kızları, hanımının süt bacısı, süt halası, süt teyzesi, erkek veya kız süt kardeşinin kızları, o erkeğe geçici olarak mahremdir.
Bir kadın için geçici mahrem olanlar; eşinin erkek kardeşi (kaynı) eşinin amcası, eşinin dayısı, eşinin amcasının ve dayısının çocukları ve sütten kaynaklanan aynı yakınlıklar o kadına geçici mahremdir.

“Kayın ile başbaşa kalmak ölümdür.”

Bu dersin anahtar beş kavramı:
Mahremiyet
İhtilât
Avret
Halvet
İffet

Mahremiyet, hürmetli yaşamak, dokunulmazları korumak, özel alanları muhafaza etmektir. Mahremiyete dikkat et ki, muhafaza edesin, muhafaza edilesin.
İhtilât, sınırları ihlal etmek, mayınlı arazilerde gezmek, haya ve edep çizgilerini zedelemektir. İhtilata dikkat et ki, koruyabilesin, korunabilesin.
Avret, mahrem alanları gizlemek, bakmamak ve baktırmamaktır. Avret sınırlarına dikkat et ki, duygularını terbiye edesin ve terbiye edebilesin.
Halvet, ölüme bile bile yürümek, zinaya yaklaşmak, şeytanı sevindirmektir. Halvete düşmemeye dikkat et ki, yanmayasın ve yakmayasın.
İffet, haramlardan uzak durmak, helal olmayan her türlü söz ve davranışlardan sakınmaktır. İffetli yaşamaya dikkat et ki, hiçbir gölgenin olmadığı gün arşın gölgesinde serinleyebilesin ve serinletebilesin.

Hanımlar dünyasından dört isim:
Firavun’un Hanımı Asiye
İsa’nın Annesi Meryem
Huveylid’in Kızı Hatice
Muhammed’in Kızı Fatıma
Erkekler dünyasından dört isim:
İmran’ın Oğlu Musa
Yakub’un oğlu Yusuf
Abdullah’ın oğlu Muhammed
Ebu Talib’in oğlu Ali

İffet meselesi sadece kadının meselesi değildir. İffet meselesi sadece erkeğin meselesi de değildir.

“Ey Ali! İlk bakışın ardından tekrar bakma! Çünkü ilk bakış hakkındır, bağışlanabilir. İkinci bakış ise hakkın değildir ve haramdır.”
Hz. Ali: “Allah yolunda şehit olan mücahidin ecri, gücü yettiği halde iffetten ayrılmayan kimseden daha büyük değildir. Zira iffetli insan meleklerden bir melek olmaya çok yakındır.”

Mahremiyeti zedeleyen 3 alan, 3 t:
Televizyon, Telefon ve Trafik
Abdullah b. Mes’ûd rivayet ediyor:
اللهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى، وَالتُّقَى، وَالْعِفَّةَ ، وَالْغِنَى

“Allah’ım senden hidayet, takva, iffet ve insanlara muhtaç olmayacak kadar zenginlik istiyorum.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, c. 6, s. 219)

(4095)