En İdeal Örnekten Aile Dersleri

Muhammed Emin Yıldırım Hocamız ile “Nebevî Örneklikte Aile” üst başlığında, Nebevî medreseden dünyadaki cennetimiz olan ailelerimizdeki konumlarımızın nasıl olması gerektiğine dair önemli mesajları öğreneceğimiz programların ilki gerçekleştirildi. Hocamız bu ilk programında “En İdeal Örnekten Aile Dersleri” konusunu işledi.

Ders Notları

Aile Medresemiz, bu medresenin “Nebevi Örneklikte Aile” üst başlığında benim yapacağım 8 ders ve bu kürsüde dönem sonuna kadar dinleyeceğiniz bütün dersler hakkımızda, hakkınızda hayırlara vesile olsun…

İnanın ben devletin yerinde olsam bir zorunluluk olarak “Evlilik ve Aile Ahlakı” seminerleri düzenler, bu seminerlerden sertifika alanlara evlilik müsaadesi verirdim.

Aile deyince neler anlamalıyız?

1. Aile; toplumun temel taşıdır.

Bu bilinen bir hakikattir ve en bir binanın en alttaki tuğlası aile olduğu için o tahrip olunca, o zedelenince, o yıkılınca toplumun ayakta kalması mümkün değildir.

Bugün insanlığın geldiği noktanın sorumlusu Ümmet-i Muhammed
Ümmet-i Muhammed’in geldiği noktanın sorumlusu Ailelerdir.

2. Aile; beşer doğup insan olmaya başladığımız havuzdur.

İnsan olamıyor ve insan kalamıyorsak bunun en büyük sebebi aile binasının çökmesidir.

Bu konuda çok şey söylenir de özellikle şu iki ayet çerçevesinde meseleyi değerlendirmek gerekir: Hicr, 15/26 ayet ile Ahzâb, 33/72 ayet…

3. Aile; hayatın dengesidir.

Özellikle aile kelimesine Arapça’da verilen anlamlardan biri bu olduğu için bu ifadeyi oradan çıkarıyoruz. Aileyi oluşturan en önemli bireyler kadın ve erkektir. Zevc ve zevce… Bunlar terazinin iki kefesi gibidir. Bir ayakkabının sağ ve sol çiftleridir. Denge aile ile sağlanır.

4. Aile; ayakta kalabilmenin en önemli vesilesidir.

Bunu da aile kelimesinin anlamlarından çıkarıyoruz. Arapça’da Aile budur; biri olmazsa diğeri ayakta kalamaz; ayakta kalabilmesi için birbirine yaslanması, destek bulması gerekir.

5. Aile; ağır bir yük olan kulluk vazifesinin paylaşılmasıdır.

Bunun için Kur’an’da kaç tane ayet buluruz. Bir hakikati unutmayalım, dünyada Hz. Âdem yalnız başına gönderilmedi, bir aile olarak yani Havva validemiz ile beraber gönderildi. Dolayısı ile İslam tarihi bir yönü ile Aile tarihidir.

Bu başlığında altında bir çok ayet delil olarak verilebilir. Ama özellikle Bakara 2/36 ayetine bakmanız yeterlidir.

6. Aile; nesillerin devamiyetinin sebebidir.

Nesillerin devamiyeti için evlilik, evlilik için hayatın en klas, en asil ameli olarak nikâh gereklidir. (Nisa 4/1)

7. Aile; huzurun teminidir.

Huzur kelimesini karşılayan kavram malum sükûnettir, bu da Kur’an’da Rûm Sûresi 21. ayettir.

8. Aile; gelen her türlü saldırılara karşı giyilen bir zırhtır.

Arap dilinde bizdeki çekirdek ailenin karşılığı Usretün’dür. Usre’nin bir anlamı da zırhtır.

9. Aile, her türlü kusuru, eksikliği, çirkinliği örten bir elbisedir.

Bunun delili de Kur’an’dır. Bakara 187…

هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ

 “Onlar sizin elbiseleriniz, sizler onların elbiselerisiniz.”

10. Aile; inanan insanların yüreğindeki en büyük hasret olan cennetin dünyadaki bir yansımasıdır.

Bu hakikati de Efendimiz’in beyanları çerçevesinden öğreniyoruz.

İki cihan serveri Efendimiz (sas) imtihan ve cefa yurdu olan bu dünya hayatı için:  “Dünya mü’minin zindanıdır…”  buyurur (Müslim, “Zühd”, 1). İnanan ve inancının gereğini yerine getirmeye çalışan insan, çok farklı imtihan ve belalara muhatap olacağı için dünyada cennet aramaz, bilakis cenneti elde etmenin yollarını arar…

Ancak sözün ve hayatın yegâne rehberi olan Efendimiz (sas) başka hadislerinde mü’min için zindan olan bu dünyanın içerisinde bazı yer ve mekânlarda cennet kokusunun hissedilebileceğinin müjdesini verir. Onun (sas) kutlu beyanlarından öğrendiğimize göre, “Kâbe ve Hacerü’l-Esved, Arafat, Müzdelife, Ravza-i Mutahhara, Uhud” cennetin kokusunun duyulacağı yerlerdir. Ve yine, “salih ve saliha eş, salih ve saliha evlat, sadık ve salih dostlar…” cennetin müjdeleridir.

Cennetin Şubeleri Olan Evler

Salih ve saliha eşlerin ve tabi çocukların oluşturduğu yuvalar ise dünyadaki cennetin şubeleridir.

O evler, asîl bir amel olan nikâh ile temeli atılmış, muhabbet ile harcı yoğrulmuş, merhamet ile sıvanmış, adalet ile ayakta duran, saâdet ile korunan evlerdir.

O evler, Kur’ân’ın gölgesinde olan, her daim ilahî mesajların dillendirildiği ve yaşanıldığı evlerdir.

O evler, Hz. Peygamber’in (sas) hakem, sahâbenin dost, âlimlerin rehber, kitapların azık, namazın deva olarak görüldüğü evlerdir.

O evler, mesuliyet şuuru ile hareket eden, adaleti esas alan, başkalarının mutluluğu için her türlü fedakârlığı yapan evlerdir.

O evler, vahdetin sağlandığı evlerdir. Sofra vahdetinin, Sayfa vahdetinin, Sevgi vahdetinin, Seccade vahdetinin ve Seyahat vahdetinin tesis edildiği evlerdir.

O evler, karanlığın umumi bir hale geldiği bu zaman ve zeminlerde nur saçan Darü’l-Erkâmların ve Suffaların şubesi olan evlerdir.

Dolayısıyla o evler, dünyadaki cennet olan ailenin, tam anlamı ile karşılık bulduğu evlerdir.

İslam ilim tarihinin önemli simalarından bir tanesi de İbn Hazm’dır (v.456/1064).

Çok önemli bir isimdir, tarihte yaşamış Zahiri mezhebinin en büyük temsilcisi, usulcü, fakih, muhaddis, tarihçi, edip, şair ve daha birçok özelliğini sayabiliriz. Endülüs coğrafyasının yetiştirdiği bir âlimdir. İbn Hazm, kalemi çok bereketli olan bir âlimimizdir. Oğlunun verdiği bilgiye göre babasının yazdığı kitaplar 80.000 varak yani 400 cilt olmuştur.

Birçok sahada kitap yazmıştır ama özellikle bizim alanımız olan Tarih ve Siyer alanında 4 tane önemli eseri vardır:

1. Cemheretü Ensâbi’l-Arab
2. Haccetü’l-Vedâ‘
3. Hulâsa fî usûli’l-İslâm ve târîhihî
4. Cevâmiu’s-Sîre

İbn Hazm, Cevamiu’s-Sîre isimli kitabının mukaddimesinde ve asıl meşhur eseri olan el-Fasl’da geçen şöyle bir tespit yapar: “Allah Resûlu’nün (sas) sîreti, üzerinde düşünüp taşınana O’nu doğrulamayı kaçınılmaz kılar. O’nun gerçekten Allah’ın elçisi olduğuna, (yaşadığı hayat) şahitlik eder. Şayet Resûlullah’ın (sas) sîreti dışında başka herhangi bir mûcizesi olmasaydı, o sîret tek başına mûcize olarak yeterdi.”  (İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sîre, s. 18)

“Efendimizin (sas) hiç bir mucizesi olmasaydı sahâbenin varlığı yani yetiştirdiği nesil onun nübüvvetinin mucizesi olarak yeterdi!” (İmam Karâfî)

Peygamber’in (sas) insan yetiştirme, istihdam etme ve insan unsurunu değerlendirme konusunda yaptıkları

Peygamber’in (sas) aile içi iletişimde, hanımları ile çocukları ile hısım ve akrabaları ile kurduğu sağlıklı ve selim bağları

İman ettiğimiz peygamberimiz 63 yıllık hayatının 25 yılını bekâr, 2 yılını dul, 36 yılını ise evli olarak geçirdi.

Bu 36 yıllık evlilik hayatında 25 yıl sadece Hz. Hatice vardı, geriye kalan 11 yıllık hayatında ise hanesinde 12 hanım oldu.

“Andolsun ki, Allah Resûlü’nde sizler için güzel bir örneklik vardır. (Özellikle) Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb 33/21)

Peygamberimizin (sas) aile alakalı beyanlarından beş temel kavram çerçevesinde dersler/mesajlar alınabilir:

Emanet
Nimet
Vefa
Fedakârlık
İtidal

(1979)