Soru: Muhterem Hocam, bir sohbet esnasında bir hocamız, Hz. Peygamber’den bir hadis okuyarak, kendisine “Efendi” denilmemesi gerektiğini söyledi. Gerçekten böyle bir hadis var mıdır? Varsa başta siz olmak üzere, neden birçok hocamız Hz. Peygamber’e (sas) “Efendimiz” diye hitap ediyor? Bu konuda bizi aydınlatırsanız, memnun oluruz. Rabbim çalışmalarınıza muvaffakiyetler versin.
Cevap:
Sevgili kardeşim, ayet ve hadisleri anlama konusunda sıklıkla düştüğümüz hatalardan biri, belkide en önemlisi, bir ayet veya hadis okuduğumuzda, Kur’an ve Sünnet bütünlüğü içerisinde anlamaya çalışacağımız yerde, bir tek ayet ve hadisten yola çıkarak hükümler beyan etmeye kalkışmaktır. Elbette böyle bir adım, çoğu kez yanlış anlamalara ve yanlış hükümler ortaya koymaya yol açacaktır. Sizin dile getirdiğiniz hadiste böyledir. Evet, Efendimiz (sas) biraz sonra size aktaracağım hadiste:“Efendi Allah’tır” buyurmuştur. Ama biz bu konuda söylenen diğer hadisleri dikkate almazsak, o hadisin nasıl bir ortamda ve kimlere söylendiğini görmezlikten gelirsek, hepsinden önemlisi Kur’an-ı Kerim’de bu konuyu izah edecek ayetlere müracaat etmezsek yanlış yapar, insanları da yanlışa sevk ederiz.
Efendi kelimesinin Arapça karşılığı, “Seyyid” ve “Rab” kelimeleridir. Bu iki kelimeninde Kur’an içerisinde birkaç yerde beşer için kullanıldığını görmekteyiz. Birer örnek vermek gerekirse şu iki ayeti verebiliriz:
وَرَاوَدَتْهُ الَّتِي هُوَ فِي بَيْتِهَا عَن نَّفْسِهِ وَغَلَّقَتِ الأَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ قَالَ مَعَاذَ اللّهِ إِنَّهُ رَبِّي أَحْسَنَ مَثْوَايَ إِنَّهُ لاَ يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ
“Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden murat almak istedi, kapıları iyice kapattı ve: ‘Haydi gel!’ dedi. O da: ‘(Hâşâ), Allah’a sığınırım! Zira kocanız benim Rabbimdir/ Efendimdir, bana güzel davranmıştır. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz!’ dedi.” (Yusuf Sûresi, 12/23)
فَنَادَتْهُ الْمَلآئِكَةُ وَهُوَ قَائِمٌ يُصَلِّي فِي الْمِحْرَابِ أَنَّ اللّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحْيَى مُصَدِّقًا بِكَلِمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَسَيِّدًا وَحَصُورًا وَنَبِيًّا مِّنَ الصَّالِحِينَ
“Zekeriyya mâbedde durmuş ibadet ederken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime’yi tasdik edici, Seyyid/Efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya’yı müjdeler.” (Ali İmran Sûresi, 3/39)
Ayetlerde gördüğümüz gibi ‘Efendi’ anlamında, ‘Rab ve Seyyid’ kelimeleri beşer için kullanılmıştır. Hiçbir sözünde, sükutunda veya adımında Kur’an’a aykırı bir durum olmayan Efendimiz’de (sas) birçok hadisinde bu kelimeyi hem kendisi için hemde Sahabe’den bazıları için kullanmıştır. Buna dairde birkaç örnek vermek gerekirse, şunları verebiliriz:
أَنَا سَيِّدُ النَّاسِ يَوْمَ القِيَامَةِ
“Ben kıyamet gününde insanların seyyidi/efendisiyim.” (Buhârî, Tefsîr, 6)
أَنَا سَيِّدُ وَلَدِ آدَم
“Ben, Âdemoğlunun seyyidiyim/efendisiyim.” (İbn Mâce, Zikrü’ş-Şefaât, 5)
أَبُو بَكْرٍ سَيِّدُنَا، وَأَعْتَقَ سَيِّدَنَا يَعْنِي بِلاَلًا
“Ebû Bekir bizim seyyidimizdir/efendimizdir; o seyyidimiz/efendimiz Bilâl’i âzâd etmiştir.” (Buhârî, Menâkıb Bilal b. Rebâh, 5)
Hz. Hasan’a için:
ابْنِي هَذَا سَيِّدٌ
“Bu benim oğlumdur, seyyiddir/efendidir.” (Buhârî, Menâkıb Hasan ve Hüseyin, 5)
Ehli Beyt’in iki gonca gülü içinde:
الحَسَنُ وَالحُسَيْنُ سَيِّدَا شَبَابِ أَهْلِ الجَنَّةِ
“Hasan ve Hüseyin cennet ehlinin gençlerinin iki seyyididirler/efendisidirler.” (Tirmizî,Menâkıb Hasan ve Hüseyin, 5) buyurmuştur.
Bir keresinde vefatı ile arşı titreten Sahabî olan Sa’d b. Muâz, Efendimiz’in (sas) bulunduğu bir meclise dahil olmak için içeriye girince, Efendimiz (sas) şöyle buyurdu:
قُومُوا إلَى سَيِّدِكُمْ
“Haydi seyyidiniz/efendiniz için ayağa kalkınız.” (Buhârî, İsti’zân, 8)
Bu rivayetlerde olduğu gibi daha onlarca rivayette Efendimiz’in (sas) Seyyid kelimesini hem kendisi için, hem başka Sahabîler için kullandığını görürüz.
Peki, sizin aktardığınız rivayet sahih midir? Evet, sahihtir. Önce rivayeti bir hatırlayalım:
Mutarrif İbn Abdillah, babasından naklediyor: “Benî Amir heyetiyle Resulullah’ın (sas) yanına gitmiştik. (Orada bazı konuşmaların ardından): “Sen bizim seyyidimizsin/ efendimizsin!” diye hitap ettik. Hz. Peygamber’de: “السَّيِّدُ اللهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى “Seyyid/Efendi, Allah tebareke ve teâladır”buyurdular. Biz: “Fazilette en ileride olanımız, mertlikte en başta gelenimizsin!” dedik. O (sas) bize:“Söylediğinizin hepsi bu veya buna yakın bir söz olsun. Şeytan sizi (mübalağalı medihlerde) koşturmasın!” buyurdular.” (Ebu Davud, Edeb, 10)
Rivayettende açıkça anlaşıldığı gibi o mecliste bazı mübalağalı ifadeler kullanılmış, Efendimiz’de (sas) buna karşı o sözü söylemiştir.
Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi, Hz. Peygamber (sas) gerek kendisi için gerek Sahabe için “Seyyid/Efendi” kelimelerinin kullanılmasına herhangi bir yasak getirmemiş, bilakis, kullanmış ve kullanılmasını tavsiye etmiştir.
Dolayısı ile bizler:
لا تَجْعَلُوا دُعَاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَاءِ بَعْضِكُمْ بَعْضًا
“(Ey müminler!) Peygamber’i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın.” (Nur Sûresi, 24/63) ayetinin buyruğuna teslim olur, Efendimiz’i (sas) meşru ve sahih olan en güzel kelimelerle ve en ihtiramlı cümlelerle anarız.
Rabbim bizleri O’na (sas) layık olabilecek amellerin sahibi ve O’nun mesajlarını temsil edebilecek bir hayatın sahibi kılsın ve bizleri gerçek manada Efendimiz’i (sas) sevenlerden etsin. (amin)
Selam ve dua ile…
Muhammed Emin Yıldırım
(702)