Sahâbe Nesli ve Şahâdet | Adana

Siyer Vakfımızın Hicri 1440 Sahabe Yılı projesi kapsamında düzenlenen, Yıldızlardan Dersler 7. Programı Adana Yüreğir Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.Adana Siyer Araştırma Derneğinin organize ettiği programa ilgi yoğundu. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, Adana Siyer Araştırma Derneği adına Dernek Başkanı Sinan Konuk’un yapmış olduğu selamlama konuşmalarının ardından söz, “Sahâbe Nesli ve Şehadet” konulu konferansını yapmak üzere Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza tevdi edildi.

Son zamanlarda şehadet konusunun bolca konuşulduğu fakat bu meselenin hakkının verilmesi noktasında eksiklikler yaşandığını ifade eden Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, Şehadet kavramını Sahâbe medresesinden örneklerle beş başlık altında bizlere aktardı:

“Şehadetin tarifini ve ne anlama geldiğini Sahâbe’den öğrenmekle yükümlüyüz.

Onlar yaşadıkları hayatları ile bize şunu söylerler: ‘Şehadet bile bile ölüme yürümek değil, ölümü öldürerek yürümek demektir.’ Eğer bunu iyice kavramazsak, birileri bizim şehadet meselesindeki iştiyakımızı ve arzumuzu yanlış şeylere alet edebilir. Şehadet neşidlerle, marşlarla gelmez insana. Şehadet istiyorsak ahiret öncelikli bir hayat yaşamak zorundayız. Ahiret öncelikli yaşayan adam cenneti göğsünde taşır. O göğsünde taşıdığı ise yeri ve zamanı geldiğinde Allah’ın izni ile ona nasip olur.

Şehadet işin neticesidir. O neticeye ise ancak sadakat ile kavuşulabilir.

Ahzab Sûresi’nin 23. ayeti bize yiğitliğin ve sadakatin tarifini en güzel şekilde verir.

‘Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.’

İşte bu ayet bize gösteriyor ki: Sevgi olmadan samimiyet olmaz. Samimiyet olmadan şahitlik olmaz. Şahitlik olmadan sebât olmaz. Sebât olmadan sadakat olmaz. Sadakat olmadan şehadet olmaz!

Risalet Davasının Kaderidir Canını Allah’a Satmak!

Risalet davasının bedelleri vardır. Risalet Davasının baş kahramanı Efendimiz (sas) bu bedeller hakkında bize beş şey öğretti:

1- Rüya göreceksin, hedef belirleyeceksin.

Müslüman, hedefli ve programlı yaşayan adamdır. Müslüman, bir saat sonra ne yapacağının şuurunda olan adamdır. Müslüman, yarınlarını düşmanlarının belirlediği değil, sabah namazı ile başlayan gününü kendi belirleyen adamdır.

2- Rüyanı gerçekleştirmek için 3 damlayı akıtacaksın.

Hedefini belirlediğin zaman yatmak yok! Üç damlayı akıtacaksın. Nedir o üç damla; alnından akıtacağın ter, geceleri akıttığın gözyaşı, yeri ve zamanı geldiğinde de canını bu dava uğruna feda edeceksin. Üç damlayı akıtmadan hedefe ulaşmak yok.

3- Asla arkana bakmayacaksın.

Müslüman “Kaç kişiyiz?” diye sormaz. Bu soru ancak korkakların ve acizlerin sorusudur. Müslüman, Allah’a tevekkül eder ve üzerine düşeni yapar. Yalnız kalsa bile o, iman atası İbrahim’den (as) tek başına ümmet olmayı öğrenmiştir.

4- Karşılık beklemeyeceksin.

Hiçbir zaman alkış, taltif ve övgü beklemeyeceksin ve asla dinini geçim kapısı olarak benimsemeyeceksin. Asla “Ben olmasam var ya…” demeyeceksin ve her zaman şunun bilincinde olacaksın: “Baki hakikatler, fani şahıslar üzerine bina edilmez!”

5- Neticeyi Allah’a bırakacaksın.

Bize düşen toprağa tohum ekmektir. Biz tohum atacağız fakat mahsul beklentisi içinde olmayacağız. Nasıl ki bizden öncekilerin ektiğinin mahsulünü bugün biz kaldırıyorsak, bizim de ektiklerimizi Allah’ın izni ile ilerideki nesiller biçecektir. Unutmayalım ki hepimiz borçluyuz, alacaklı değiliz!

Rezzak olan Allah’tan rızık olarak yalnızca şehadet isteyeceğiz.

16 yaşındasın, 20 yaşındasın, 30 olmuş, 40 olmuş yaşın ve halen Rezzak olan Allah’tan şehadet istememişsin… Sahâbe efendilerimizin birçoğunun “Rezzak olan Allah’tan rızık olarak şehadet isterim!” duasını, dualarının en başına koyduklarını görürüz. Fakat bugün bu istek bizim dualarımızın başında mı yer alıyor, yoksa sonunda mı yer alıyor muhasebesini yapalım.

Anne ve babalar olarak evlatlarımızı İslam’ın kahramanları ile büyütmeliyiz.

Bugün ne yazık ki gençlerimiz yanlış insanları kendilerine örnek aldıkları için şeytanın adımlarını izliyorlar. İnsan, taklit eden bir varlıktır. Ne olursa olsun çevremizde bulunanlar bir şekilde bizlere sirayet eder. Bugün çocuklarımıza ve gençlerimize bu kötü örnekler sirayet ediyor. Ancak insanlığın aynaları olan Sahâbe efendilerimiz bizlere bu konuda da yol gösteriyor. Çocuklarımıza Ashabın yaptığı gibi İslam şehitlerini ve kahramanlarını anlatarak onlara örneklik konusunda bir hedef göstereceğiz. Bunlar olduğu zamanda ise İslam ve şehadet çocuklarımızın en büyük sevdası olacak Allah’ın izni ile.

Yoğun katılımın gözlendiği programda Muhammed Emin Yıldırım Hocamız sözlerini, “Tebliğin çok temsilin az, sözün çok amelin az, rivayetin çok riayetin az, hamasetin çok hamiyetin az, menfaatin çok merhametin az olduğu şu dünyada azları çoğaltıp, çokları azaltmak en büyük gayretiniz olsun.” diyerek noktaladı.

Sahâbe Yılı kapsamında icra edilen Yıldızlardan Dersler programlarının bir sonraki programı; 10 Şubat 2019 tarihinde, Hollanda’nın Amsterdam şehrinde gerçekleştirilecek.

(476)