Hakiki Pehlivan İmam Musa Kâzım

Ehli Beyt Mektebi dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Hakiki Pehlivan İmam Musa Kâzım” başlığında, Ehli Beyt silsilesinin önemli imamlarından İmam Musa Kâzım’ın hayatını ve özellikle de öfke kontrolünün önemini anlattı.

Dersten Cümleler

• İmam Musa Kâzım’ın lakapları…
el-Abid: Çok ibadet eden
et-Takî: Takva sahibi
Babü’l-Havaic: Muhtaç olanların müracaat kapısı
Abdu’s-Salih: Salih kul
el-Kâzım: Öfkesini yutan

• “Ve’l-Kazimine’l-Ğayz/Öfkelerini yutarlar”

• Rükane b. Abi Yezid ile geçen hatıra…

• “Ey Kureyşli! Ben laftan falan anlamam gel güreş tutalım; eğer beni yenersen senin dediklerini kabul ederim. Yok, eğer ben seni yenersem çeker gidersin.”

• Müslim, Ebû Davud rivayeti… Rivayet eden Abdullah b. Mes’ûd…

• “Siz aranızda kime pehlivan dersiniz?” diye sordu. Ashab (radıyallahu anhum): “Erkeklerin yenmeye muvaffak olamadığı kimseyi!” dediler. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Hayır, dedi, gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir.”

• “Öfke şeytandandır, şetyan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.” [Ebû Dâvud, Edeb 4, (4784)]

• Başka bir hadisinde Hz. Ebu Zer’in rivayeti ile şunu diyecektir: “Biriniz öfkelendiğinde ayakta ise hemen otursun. Oturmuş ise hemen kalksın. Öfkesi geçerse ne âlâ geçmezse yatsın.” [Ebû Dâvud, Edeb 4, (4782).]

• Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) diyor ki: “Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü! Bana kısa bir nasihat ta bulun, nasihatini uzun tutma! Tâ ki nasihatini unutmayayım” demişti. [ve birkaç kere tekrar etmişti]. Aleyhissalâtu vesselâm (her defasında o soru sahibine bir kelimeyle cevap verdi) dedi ki: “La tağdab/Öfkelenme!” cevabını verdi!” [Buhârî, Edeb 76; Tirmizî, Birr 73 (2021); Muvatta, Hüsnü’l-Hulk 11, (2, 906).]

Peki, Efendimiz (sas) hayatı boyunca hiç öfkelenmedi mi?

• İsa b. Cafer: “Bu Musa b. Cafer işi çok uzadı. Zindanımda uzun süredir kalıyor. Ben onu kaç kere denedim. Bu süre zarfında onu sürekli gözetim altında tuttum. Bir an bile ibadete ara verdiğini görmedim. Dua ederken sözlerini duyacak kimseler görevlendirdim. Ne sana, ne bana beddua ettiğini, ne de bizim hakkımızda kötü bir söz söylediğini duydum. Sadece kendisi için bağışlanma ve rahmet diliyordu. Eğer onu benden alıp götürecek birini gönderirsen, sen bilirsin. Aksi takdirde onu serbest bırakacağım. Çünkü onun zindanda olması bana artık ağır geliyor.”

• Hatib el-Bağdadi’nin, Tarihu Bağdat adlı kitabından geçen iki rivayet…

• “el-İnsan, abdü’l ihsan”/”İnsan, ihsanın kölesidir!”

• “Vallahi risalet budur, vallahi Peygamber sülalesinden olmak budur!”

• “Söyleyin bakayım, hangisi daha iyi oldu? Sizin istediğiniz mi, benim yaptığım mı?”

• İmam Musa Kazım, İmam Cafer-i Sadık’ın üçüncü oğlu olarak 7 Safer 128 Hicri, Miladi 8 Kasım 745’de, Efendimiz’in annesi Âmine validemizin vefat ettiği yer olan Ebva’da dünyaya geliyor.

• İmam Musa Kazım’ın annesi bir köledir, bir cariyedir. Adı: Humeyde el-Berberiyye…

• Hicri 148’e kadar tam 20 yıl babasının gözetiminde ilim, hikmet ve irfan tahsil ediyor.

• İmam Musa Kazım’ın yaşadığı zemini, tarih itibari ile Hicri 128’den şehit edileceği Hicri 183’e kadar olan bölümü, yani hicri olarak 55 yıllık hayatının geçtiği zaman dilimini kısaca bir tanıyalım.

Bu zaman dilimini biz üç başlık altında değerlendirebiliriz.

1- Siyasi Zemin
2- İlmi Zemin
3- Sosyal Zemin

2- İlmi Zemin:

• İmam Ebu Hanife’nin son dönemleridir ama İmam Ebu Yusufları, İmam Muhammed eş-Şeybanileri, İmam Malikleri, İmam Şafiileri, Fudayl b. İyadları, Evzaileri, İmam Nafileri, Abdullah b. Mübarekleri ve daha yüzlerce âlimin izini ve etkisini görürüz.

• Ma’ruf-i Kerhi, Behlül-ü Dâna, Bişri Hafi…

• “Ne nasîhati istiyorsun? Şu saraya bak, bir de kabirlere bak! Bunlardan ibret almayan, nasîhat almayan nelerden alır!”

• Bişri Hafî:

• “Doğru söylüyorsun, eğer köle/kul olsaydı, efendisinden yani Rabbisinden korkardı.”

3- Sosyal Zemin:

• “Akıllı kimse odur ki, helal onu şükretmekten, haram da onu sabretmekten alıkoymaz.”

• “Yüce Allah cenneti ahlaksız, yüzsüz, utanmaz, ne dediğine ve kendisi hakkında ne söylendiğine aldırmayan kimselere haram kılmıştır.”

• Onun 35 yıllık hayat çizgisi şu temel esaslar üzerinde yürüyordu:

1- İlim, amel bütünlüğü
2- İhsan, ihlâs derinliği
3- Mesuliyet, vazife şuuru
4- Söylem, hareket usulü
5- Miras, veraset bereketi

“Arkadaşlık ettiğin biri, önceleri hâli hâline uyar, sonraları kalbine sıkıntı verirse, hemen kendine bak! Kendi eğriliğini anlarsan, hemen tövbe et. Doğru olduğunu anlarsan, bilesin ki, o arkadaşın yoldan sapmıştır. Bu durumda dur, biraz düşün. Hemen ondan ayrılma! Onu yalnız başına bırakma. Cenâb-ı Hak tarafından bir düzelme gelinceye kadar bekle.”

“Dilini tut aziz olursun, ipini kimselere verme zelil olursun.”

(3466)