Bir Tüccar Olarak Hz. Peygamber (sas)

Bir Tüccar Olarak Hz. Peygamber (sas)

Gönderilen Tüm Peygamberlerin Davetlerinin Ortak Özellikleri

1. Rabbanilik
2. Tevhide Çağrı
3. Kavimlerinin Diliyle Gelme
4. Hedef ve Gayenin Açıklığı
5. İhlas ve Samimiyet
6. Ücret İstememe

“El’in emeği ile değil, ellerinin emeği ile geçinmişlerdir.”

“Hiçbir kimse, asla kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yememiştir. Allah’ın Peygamber’i Dâvud da kendi elinin emeğini yerdi.”

Hz. Âdem’in çiftçi
Hz. Nuh’un marangoz
Hz. İdris’in terzi
Hz. İbrahim’in bezzar/kumaşçı
Hz. Davud’un demirci
Hz. Süleyman’ın hasır sepet ustası
Hz. Zekeriyya’nın marangoz
Hz. İsa’nın ise annesinin eğirdiği iplikleri satan
Hz. Hûd ile Hz. Salih’in tüccar
Hz. Eyyüb’ün ziraatçı/çiftçi
Hz. Musa ve Hz. Şuayb’ın çoban

“Dünyaya rağbet etme ki Allah seni sevsin. İnsanların elinde bulunan şeylere göz dikme ki insanlar da seni sevsin.”

Sahâbe’den Râfi b. Hadic’den rivayet edildiğine göre, birisi Efendimiz’e şöyle bir soru sordu: “Ey Allah’ın Resulü! Hangi kazanç daha helaldir/temizdir?” Efendimiz (sas) buyurdular ki: “Kişinin elinin emeği ile her makbul ve meşru alım-satım, en temiz/helal kazançtır.”

“Rızkın onda dokuzu ticarettedir. Onda biri ise sığır ve deve gibi büyük veya (daha çok) koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanlardadır.”

“Kendin ve ailen için helal yoldan çalış. Zira bu Allah yolunda bir cihaddır. Bil ki, Allah’ın yardımı meşru ticaretle birliktedir.”

“Doğru ve emîn/güvenilir tâcir; peygamberler, sıddîkler ve şehitler¬le beraberdir.”

“Allah’a kulluk edip O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, beş vakit namazı kılmak, itaat etmek ve -sesini biraz alçaltarak- hiç kimseden bir şey istememek üzere bey’at edeceksiniz!”

“Yaşadıklarını anlatan, anlattıklarını yaşayan”

Yetim, Çoban ve Tüccar

Bir tüccarın dikkat etmesi gereken en temel hususlar:

1- Sağlam bir akidenin inşası
2- Ticari hukukun derinlemesine öğrenilmesi
3- Sadık ve salih dostların edinilmesi
4- Allah’ın, yapılan ticarete ortak edilmesi
5- Bir hakikat olan ölümün sürekli hatırda tutulması

Hz. Ömer’in şu uyarısı hiçbir zaman unutulmamalıdır. O der ki: “Bizim çarşımızda, dinde belli bir derinliği olmayan kimselerden başkası alış-veriş yapmasın.”

“Sadıklarla beraber olun!”

“Aziz ve Celil olan Allah buyurdu ki: ‘İki ortaktan birisi diğerine ihanet etmediği müddetçe ben onların üçüncü ortağıyım. Eğer birisi diğerine ihanet ederse, ben aralarından çıkarım.” (EbûDavud, Büyû, 26; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, c. 6, s. 78)

İslam Toplumu’nun Oluşumunda Çarşının Yeri

4000 nüfuslu Yahudiler bazı alt aileleri içerisinde barındırsa da, üç büyük kabileden oluşuyorlardı.

Bunlar, Benû Kaynuka, Benû Nadir ve Benû Kurayza idi.

Efendimiz (sas) Hicret edip, bu beldeye gelince Medine pazarının bu halini çok iyi gözlemledi.

Hz. Peygamber’in (sas) Medine’de İslam toplumunu oluştururken o sürecin önemli bir basamağı olan pazar/çarşı tanzimini de içine alacak şu yedi projeyi hayata geçirdiğini görmekteyiz:

1- Mescid
2- Menzil
3- Mektep
4- Muahât
5- Vesika
6- Ordu
7- Çarşı

Çarşı: Medine Çarşısı yada İlk İslam Pazarı, Hz. Peygamber’in (sas) attığı adımların en önemlilerinden biriydi.

Bu ilk çarşı öyle çok büyük ve kapsamlı değildi; Yahudilerin çarşılarına yakın Bakîyü’z-Zübeyr diye bilinen bir bölgede idi.

Ka’b b. Eşref bir gece adamlarını da yanına alarak Müslümanların pazar olarak kullandıkları bu çadırı yıkmak için harekete geçtiler.

“Yaptığımız bu iş Yahudileri kızdırdı. Demek ki biz doğru bir iş yapmışız. Bundan sonra kendi çarşımızı öyle bir yere taşıyacağız ki, onlar bu sefer daha fazla kızacaklar.”

İslam Pazarının Özellikleri

1- Pazarda tekelleşmeye son verilmesi.

2- Pazar vergisini kaldırılması.

“Burada hiç kimseden hiçbir şey karşılığında vergi alınmayacaktır.”

3- Faizin her çeşidini yasaklaması

4- İhtikâr yani stokçuluğun her türünü kaldırması

“Stokçu/karaborsacı ne fena bir kuldur; fiyatların düştüğünü öğrenince üzülür, yükseldiğini duyunca sevinir.”

“Uzak yerden bedeller ödeyerek mal getiren tüccar rızıklandırılmış, malı stoklayıp ondan haksızca kazanç elde etmek isteyen ise lanetlenmiştir.”

5- Piyasanın serbest ve adil rekabetini sağlaması ve haksız rekabeti yasaklaması

“Şehre mal getiren ticaret kafilesini yolda karşılamayın. Kim karşılar da ondan bir şey satın alırsa, malın (ilk) sahibi pazara indiğinde muhayyer olur.”

6- Malın mal ile eşyanın eşya ile takasını yasaklaması

7- Devletin piyasaya müdahalesini yasaklaması

Devletin piyasaya müdahale ederek, bir malın alt ve üst fiyatlarını belirmesini Efendimiz (sas) yasaklamıştır. Buna fıkıhta, “narh” denir.

“Narh koyan, bolluk ve darlık veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Mal ve canına yönelik bir zulmün sebebiyle, herhangi bir kimse hakkını benden davacı olduğu halde Rabbime kavuşmak istemem.”

İslam’ın Ticarete Hediye Ettiği Bir Kurum: Hisbe

Hastane, Rasathane, Üniversite, Anayasa ve Hisbe…

Efendimiz (sas) bir dönem muhtesib olarak Hz. Ömer’i, başka bir dönem Abdullah b. Said’i Medine Çarşısı için, fetihten sonra ise Said b. Âs’ı Mekke Çarşısı için görevlendirmiştir.

Ayrıca Efendimiz’in iki hanım sahabîyi de çeşitli zamanlarda bu alanda istihdam ettiğini görmekteyiz. O hanımlardan bir tanesi Şifa bint Abdullah, bir diğeri ise Semra bint Nüheyk’tir.

Muhtesiblerin çarşı-pazarda neleri kontrol ettiklerini, yetki ve sorumluluklarının neler olduğu,

kısacası bu işi nasıl yaptıklarını şöyle özetleyebiliriz:

1- Çarşı ve pazarın genel nizamını/işleyişini kontrol etmek.
2- Fiyatları kontrol etmek.
3- Ürünlerin kalite kontrollerinin yapılması.
4- Ölçü ve tartıların kontrol edilmesi.

“Ölçek Medine’nin ölçeği, tartı ise Mekke’nin tartısıdır.”

5- Neceşe/müşteri kızıştırmaya engel olmak.
6- Çok ve gereksiz bir şekilde yemin edenleri uyarmak.

“Yemin mala rağbeti artırır ancak bereketi giderir.”

7- Haram kılınmış malların alım-satımını engellemek.

“O üzümleri kurutun, kuru üzüm olarak satın.”

“Şerbet yapsın, hoşaf yapsın, kuru üzüm olarak yesin. Akşam içsin, sabah içsin; ıslatıp ıslatıp içsin!”

İdeal bir tüccarın vasıfları, hususiyetleri nelerdir?”

Nedir bu vasıflar:

1- Rahmaniyet
2- Sıddıkiyet
3- Ehliyet
4- Kabiliyet
5- Semahat

1- Rahmaniyet, Allah’ın Rahman isminin bir tecellisi olarak varlığa merhamet nazarı ile bakmak ve muamelelerin temeline merhameti yerleştirmektir. Yeryüzünde olanlara merhamet göster ki, arşın sakinlerinden merhamet görebilesin.

2- Sıddıkiyet, doğruluk ve güvenirlik esası üzerine yürümek, ne olursa olsun asla yalana kapı açmamak ve doğruluktan ayrılmamaktır. Sözünde ve özünde sıddık ol ki, Allah katında sadıklardan yazılabilesin.

3- Ehliyet, yaptığı işin ehli olmak, yarım yamalak değil, ne yaparsa en güzelini yapmaya çalışmak, işinin hakkını vermek için liyakat üzere olmaktır. Her işi, ehli olana ver, sende ehilsen ancak üstlen ki, Allah’ın emrini yerine getirebilesin.

4- Kabiliyet, Allah’ın insana verdiği özellikler ve vasıflardır. Kabiliyetsiz insan yoktur, kabiliyetinin ne olduğunu bilmeyen insan ise çoktur. Öyleyse kabiliyetini ya tespit et, yada keşf ettir ki, köreltmeyesin, verilen nimetin şükrünü eda edebilesin.

5- Semahat, işleri kolaylık üzere yürütmek ve cömertlik sahibi olmaktır. Alırken, satarken karşıdaki insanı zora sokmamak, hep kolay olanı tercih ederek, bu konuda rahat davranmaktır. Semahat hayatının esası olsun ki, çok dua alabilesin, o dualarlada cennete uzanabilesin.

(1538)