Saf Kur’an Kültürü ve Ümmilik

Arap şairi Ferezdak’ın, İmam Zeynelabidin hakkında söylediği şiir:

Taşlık vadiler tanır onun ayak izini
Kâbe bilir, Hill ve Harem bölgesi tanır onu
Allah kullarının tümünün en hayırlısının oğludur o
Temizdir, muttakidir, arınmıştır, semboldür o
Kureyş görünce onu, dedi içlerinden biri:
“Bütün güzellikler onun kereminden gelir ileri
Resulullah’tan doğmuş, ondan kaynaklanmıştır.”
Bu yüzden her parçası güzelliktir, temeli ve kokusu ondan alınmıştır.
Bilmiyorsan eğer, Fatıma’nın oğludur o
Onun ceddiyle Allah’ın nebileri son buldu
Allah, çok önceden onu şereflendirdi, yüceltti
Bunu onun adına kalemle levhine yazdı
“Bu kimdir?” demen, ona zarar vermez
Senin tanımadığını Arap bilir, acem değil bilmez
Bir topluluktandır ki o, dindir onları sevmek; onlara buğzetmekse küfürdür
Onların yakınlıksa kurtuluştur, sığınaktır
Takva ehli sayılsa, önderleridir takvanın onlar
Ya da: “Yeryüzünün en hayırlıları kimdir?” denilse, denilir: “Onlar!”
Hangi mahlûkatın boynunda yoktur ki
Bunun geçmişinin veya kendisinin nimeti.
Onun geçmişini de bilir Allah’ı bilen
Din, milletlere ulaştı onun evinden.”

“Ey cenneti isteyen! Uykun ne kadar uzun, bineğin ne kadar yorgun, himmetin ise ne kadar gevşek! Allah için, ne biçim talipsin?! Matlubunu ne biçim istemektesin?!

Ey cehennemden kaçan! Bineğin ne de şevkle ona doğru koşuyor! Seni ona götürecek şeyleri ne de hırsla kazanıyorsun! 

Ey üç günün çocuğu! Biri doğduğun gün, biri kabre konulacağın gün ve biri de kabirden çıkıp Rabbinin huzuruna varacağın gün. Ne büyük gündür o gün! 

Ey göze hoş gelen görüntüleri ve su kenarına çökmüş develeri olanlar! Neden cisimlerinizi bakımlı, ama kalplerinizi harap görüyorum?” (İmam Muhammed el-Bakır)

Kur’an Sahâbe’de şuur altı bir müktesebata dönüşmüştü.

Muhammed İkbal: “Kalpler mümin, kafalar kâfir!”

4 farklı kirlilik:

Bilgi Kirliliği
Akıl Kirliliği
Duygu Kirliliği
Beden Kirliliği

Şah Veliyullah ed-Dehlevî: “Din taharettir.”

Bilginin Abdesti: Tevhid
Aklın Abdesti: İstiâze
Duygunun Abdesti: Takva
Bedenin Abdesti: Taharet

Kelime-i Tevhid’in nefiy kısmı: “La İlahe” yani “İlah yoktur” kısmının verdiği mesajlar:

1. İmha olmadan, inşa olmaz.
2. Reddedilmeden, kabul edilmez.
3. Temizlemeden, davet gerçekleşmez.
4. Kazımadan, boya sürülmez.
5. Zararlı olan def edilmeden, yararlı olan celp edilemez.

Kelime-i Tevhid’in ikinci kısmı olan “İllallah” yani ispatı tevhid kısmının mesajları:

1. ‘Allah’ demek yetmez, sadece ve sadece ‘Allah’ demek gerekir.
2. ‘Evet’ demek yetmez, önce gür bir seda ile ‘Hayır’ demek gerekir.
3. ‘İman’ etmek yetmez, evvelinde ‘İnkar’ etmek gerekir.
4. ‘Hakka’ ittiba etmek yetmez, öncesinde ‘Batılı’ izale etmek gerekir.
5. ‘Ben’ demek yetmez, Fatiha Süresi’nin bilincine ererek, ‘Biz’ demek gerekir.

Kur’an’da ümmî kavramı toplam 6 yerde kullanılmaktadır.

Araf, 157–158
Bakara, 78
Al-i İmrân, 20,75
Cuma, 2

Ümmî; “bir anaya mensup olan veya anadan doğduğu gibi kalan” anlamına gelmektedir.

İki örnek şahsiyet:

İki şahsiyet de, çok üst düzeyde bilgi, ilim, irfan, edebiyat ve sayın gitsin tüm alanlarda zirvelerdedir.
İki şahsiyet de, bulundukları toplumda her türlü ikram ve ihtiramı hak eden bir hal içerisindedirler.
İki şahsiyet de, yaşadıkları ortamın mevcut dini yapılarını kabul etmeyip, bir arayış içerisindedirler.
İki şahsiyette, tevhide dair bir özlemin ve aşkın hasreti ile yanıp tutuşmaktadırlar.

Ümeyye ibn Ebî’s-Salt es-Sekâfî

“Seni sakındırırım, Allah’tan başkasını ortak kılma,
Çünkü doğru yol artık apaçıktır.
Ey Allah’ım! Sana Rab olarak razı olduk.
Senden başka ikinci bir ilaha ibadet etmeyi elbette ve asla düşünemeyiz.”

Başka bir dörtlükte de şunu söyler:

Ey Rabbim beni asla kâfir yapma!
Kalbimi daima imanla doldur.
Bir insan olarak yaşadığım sürece;
Bedenimi, cildimi, etimi ve kanımı iman ile donat!” 

Selmân-ı Farisî örneği…

Ümmileşmek Bize Neler Kazandırır?

Ümmileşmek, ümit tohumlarını yeşertir.
Ümmileşmek, ülfet damarını geliştirir.
Ümmileşmek, ülkü sevdamızı kaliteleştirir.
Ümmileşmek, üretken bir hale vardırır.
Ümmileşmek, bizleri gerçekten ümmetleştirir.

(1523)