İmam Mâlik ve el Muvatta / Tirmizi: İyi İşler Yapmak Bölümü

İmam Mâlik ve el-Muvatta

Yemen’den Medine’ye göçmüş ve ferdlerinin birçoğu ilimle meşgul olan bir aileye mensuptur. Tam adı: Mâlik b. Enes b. Mâlik b. Ebî Âmir b. Amr el-Asbahi el-Medenî’dir. Kün¬yesi Ebû Abdillah ‘tır. Etbâu’t-tâibiîn’dendir.

İmam Malik 93 senesinde Medine’de dünyaya gelmiştir. Umre ve Hac haricinde Medine’den dışarı çıkmamıştır. Öyle ki Halife Harun Reşid kendisini hilafetin merkezi Bağdat’a çağırmış, fakat o bunu reddetmiştir.

10 küsur yaşındayken ilim tahsiline başlamıştır. Rivayete göre İmam Malik’in babası bir gün ortaya bir mesele atmış. İmam Mâlik hata edip kardeşi Nadr doğru cevabı verince babası Mâlik’e “güvercinler seni oyaladı” -herhalde yaşı küçük iken güvercinlerle ilgilenmekteydi- diye sitemde bulunur. Bunun üzerine ilim tahsil etmeye karar veren Mâlik, İbn Hürmüz’ün (148) yanında yedi yıl ilim tahsil eder. Bundan sonra Rebiatürrey’in ders halkasına katılır.

İmam Mâlik’in anlattığına göre annesine ilim yazacağını söylediğinde, annesi onu çağırır ve ona yeni bir elbise giydirir. Ardından “şimdi git ve yaz” der. İmam Mâlik, ders süresince tek şekilde oturur, ayakta hadis rivayetin¬den hoşlanmazdı. Hadis dersi için özel hazırlık yapardı. Yıkanır, güzel kokular sürünür, temiz ve yeni elbileseler giyer, huşu’ ve vakar ile otururdu. Ders süre¬since güzel kokulu öd ağacı (buhur) yaktırırdı.

Hocaları

Kendisinin 900 civarında hocasının bulunduğu söylenir. İmam Mâlik, Abdulah b. Ömer’in azadlısı Nâfı’den İbn Ömer’in rivayet¬lerini, sahâbîlerin amellerini, özellikle Hz. Ömer ‘in tatbikatını öğrenmiştir.

Talebeleri

Talebelerinin sayısı binlerle ifade edilir. Lakin kendi görüş ve mezhebini yayılmasına çalışanların en önemlileri arasında Abdullah b. Vehb, Abdurrahman b. Kasım, İbn Ziyad el-Absî, Esed b. Furat, Yahya b. Yahya el-Leysî, Ka’nebi, Vâkıdî, İbnü’l-Macişun gibi isimler vardır.
İlmi çalışmalarını Medine’de yürüttüğünden İmamu Dari’l-Hicre (Hicret Yurdunun İmamı) diye anılmıştır.

İmam Mâlik, bir hadis alimi olmasının yanı sıra aynı zamanda ünlü bir fıkıh alimi ve Mâlikî mezhebinin imamıydı. Onun mezhebi daha çok Afrika’nın kuzeyinde yayılmıştır. Eskiden Hicaz, Basra, Mısır ve Endülüs’te; Sicilya, Fas ve Sudan’da da yaygındı. Kitap ve sünnetten hüküm çıkarmada ün kazanmıştı. Bunun yanı sıra cerh ve ta’dil ilminde yani ravilerin rivayetlerinde ne derece güvenilir olduklarının belirlenmesinde geniş bilgi sahibiydi. Hatta cerh ve tadil ilminin birçok kuralının onun tarafından konulduğu nakledilir.

İmam Mâlik, hükümdarın Muvatta’ı tek kitap olarak uygulamaya koyma teklifini, “bizim muttali olmadığımız hususlara başkaları muttali olmuş ve on¬ları bir araya getirmiş olabilirler” diyerek reddetmiştir.

İmam Mâlik 179 yılında 85 yaşlarındayken Medine’de vefat etmiş ve Baki’ mezarlığına defnedilmiştir.

Hakkında Söylenenler

İmamı Şafii : “Alimler anıldığı zaman İmamı Mâlik onlar arasında parlak bir yıldız gibidir. Benim üzerimde minneti ve ihsanı ondan çok olanı yoktur.” demiştir.
el-Muvatta’

Muvatta’, kendisinden önceki hadis edebiyatının tertib ve muh¬tevasını bize -tam olmasa bile yaklaşık olarak- yansıtan kitab olma özelliğini taşımaktadır.
İmam Mâlik, hadise olan saygısı dolayısıyla, hadisleri kabulde ihtiyatı el¬den bırakmamış, olabildiğince titiz davranmıştır. Hatta onun Peygamber Mes¬cidinin direklerini işaret ederek şöyle dediği bilinmektedir : “Şu sütunlar di¬binde, – Peygamber (s.a.) şöyle buyurdu, diyen yetmiş kişiye rastladım. Bunla¬rın hiçbirinden bir şey almadım. Bunlar belki, beytu’l-mâl kendilerine emanet edilecek kadar emin kişilerdi. Fakat onların hiçbiri buna (hadis almaya ) ehil değildi.”
İmam Mâlik, Muvatta’ı önceleri 10.000 hadisten meydana getirmişti, ese¬rini her sene yeniden gözden geçiriyor ve bazı hadisleri çıkarıyordu. Sonunda da elimizdeki 1720 rivayeti ihtiva eden Muvatta’ kalmıştır. Muvatta’ şârihi Zürkânî (1122) bu rakamı şöyle sınıflandırır :

600’ü müsned (merfu),
222’si mürsel,
613’ü mevkuf,
285’i maktu’dur.

İmam Mâlik, Medine dışına çıkmadığı için görüşlerini tercih ettiği ashab ve tâbiûn’un hemen hepsi Medineli zevat¬tır.

Muvatta, Concordance’a göre 61 kitaptan müteşekkildir. Bu kitabların 8’i birer babtan oluşur. Bir o kadarı da ikişer babtan meydana gelir. Keza bazı bâblarda sadece bir hadis bulunmaktadır. En son kitap ve en son bâb bunun mi¬sallerinden biridir.

Muvatta’ın hadisleri genellikle “haddesenî Yahya an Mâlikin an…” diye başlar. Yahya, Muvatta’ın en meşhur râvisi Yahya b. Yahya’dır. “haddesenî” diyen de Yahya’nın oğlu Ubeydullah (278) tır. Muvatta’ın 16 nüshası ve ravisi bilinmektedir. Ancak mutlak olarak Muvatta’ dendi mi Yahya b. Yahya’nın rivayet ettiği nüsha anlaşılır.

İmam Mâlik’in, “belağanî” ve “ani’s-sikati” ifadeleriyle rivayet ettiği ha¬dislerin tamamı 61 olduğu, 4’ü hariç, ötekilerin başka tariklerden müsned ol¬duğu, İbn Abdilberr tarafından belirtilmiştir. Bahis konusu bu dört hadisin de mevsûl olduğu İbnu’s-Salâh (643) tarafından gösterilmiş ise de bazı âlimler buna itiraz etmişler, İbn Abdilberr’in tariklerini bulamadığı bu hadis¬leri İbnu’s-Salâh nasıl vasledebilir, demişlerdir. Böylece Sahihayn’ın, Muvatta’dan önde geldiği görüşünü benimsemişlerdir.
İmam Mâlik’in en âli isnadı sünâî (2’li)dir.

Tirmizî şârihi Ebu Bekr b. el-Arabî (543) “Muvatta ilk asıldır. Sahih-i Buhârî de ikinci asıldır. Müslim, Tirmizî ve diğer muhaddisler, kitaplarını bu iki asıl üzerine bina etmişlerdir” der. Meselâ Buhârî, Muvatta’daki 300 hadisi, Sahih’inin 600 yerinde zikretmiştir.

Muvatta’, Buhârî ve Müslim’in sahihleri ile birlikte hadis kitablarını bi¬rinci tabakasını meydana getirmektedir.

Muvatta’ın Baskıları ve Şerhleri

Muvatta’ın modern ve Concordance’a uygun bir baskısı Muhammed Fuad Abdülbâkî’nin ta’liki ile iki cild halinde gerçekleştirilmiştir. Bu baskıdan yapı¬lan ofset neşirler piyasada bulunmaktadır.
Muvatta’ üzerinde eskiden beri çalışmalar yapıla gelmiştir. Suyûtî’nin (911) Tenvîru’l-hevâlik adını taşıyan şerhi, Muvatta’ metni ile birlikte iki cild hâlinde basılmıştır.

Zürkânî şerhi de matbu’dur. Ayrıca Ebu’l-Velîd Süley¬man b. Halef el-Bâcî el-Endelûsî el-Mâlikî (494)’nin el-Müntekâ adlı şerhi de 7 cild halinde Mısır’da 133l’de basılmış, bu baskının ofset baskıları da yapıla gelmiştir.

Muvatta’, Ahmet Muhtar Büyükçınar başkanlığındaki bir heyet tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir.

(353)