İlmin İzzeti ve Namusu İçin Münazara

Muhteşem Ahlak dersinde bu hafta Muhammed Emin Yıldırım hocamız, “İlmin İzzeti ve Namusu İçin Münazara” başlığında hem münazara ahlakını hem de münazara örneklerini anlattı. Özellikle İmam Azam Ebû Hanife üzerinden verilen örneklerden müspet münazara nasıl olmalı, nelere dikkat edilmeli, neler terk edilmeli konusunda çok önemli mesajlar sunuldu.

Dersten Cümleler

İlmin izzeti ne demektir?

1. Allah’ın emir ve yasaklarına azami derecede ittiba
2. İnsanlara İslam’ın yaşanabilirliği noktasında azami derecede rehberlik

Kendisi için azamet, başkaları için ruhsat…

Namus kavramına sözlüklerimiz şöyle bir anlam verirler: “Edep, hayâ, doğruluk ve güvenirlik gibi faziletlerin sonucu olan ve yüksek değer taşıyan her türlü ahlaki ölçülere bağlılık ve sadakate namus denir.”

İlmin namusu ne demektir?

1. Her türlü taassup ve tarafgirlikten uzak durup hak ve hakikati bulmaya çalışmak
2. Her türlü aşırılıktan uzak durup peygamber çizgisi olan itidali korumaya çalışmak

İmam Gazzali’nin münazara ahlakına ait tespit ettiği 8 madde:

1. Farz­-ı kifaye olan münazara, ancak farz-­ı ayn olan vazifelerden sonra icra edilmelidir.
2. O esnada münazaradan daha mühim bir farz-­ı kifaye bulunmamalıdır.
3. Münazara yapan kişi, başkasının mezhebiyle değil kendi reyiyle fetva veren, müçtehit vasfına haiz biri olmalıdır.
4. Münazara, meydana gelmiş mühim bir hadise hakkında yahut meydana gelmesi yakın olan bir hadise hakkında yapılmalıdır.

Günümüzde münazara yapanların çoğu halkın ihtiyaçlarından çok, kendilerini şöhrete taşıyacak meselelerle daha fazla ilgileniyorlar.” (İmam Gazali)

5. Münazara, özel bir mecliste tertip edilmeli, halka açık yerlerde yapılmamalıdır.

“Kalabalıklar önünde yapılan münazara, Allah (cc) rızasından koparıp, tarafları riyaya sevk edebilir.” (İmam Gazzali)

6. Münazara, hakkın/hakikatin ortaya çıkması amacıyla yapılmalıdır.

Münazara edecek kişi, gerçeği aramakta kaybını arayan kimse gibi olmalıdır.” (Taşköprüzâde)
“Allah’ım! Sen hakkı karşıdaki kardeşimin dilinde tecelli ettir!”

7. Delilden delile ve sualden suale intikal men edilmemelidir.

“Kelam ve söz mal gibidir, israfı caiz değildir” (Bediüzzaman Said Nursî)

8. Kişi, kendisinden istifade edebileceği, ilimle iştigali olan kimselerle münazara etmelidir.

“Ne kadar âlim ile tartıştım ise yendim, ne kadar cahil ile tartıştımsa yenildim!” (İmam Şafiî)

Münazara İslam’ın temel meselelerinde, imanî konularda, İslam’ın sabitelerinde olmamalıdır.

Münazara sonunda sonuç ne çıkarsa çıksın, tekfire kapı açılmamalıdır.

İmam Azam’ın hocası Hammad b. Ebî Süleyman idi.

“Babacığım! Bana yasakladığın şeyi, senin yaptığını görüyorum!”

“Evlâdım! Bizler münazarada biri ile konuşurken, arkadaşımızın ayağının hak yoldan kayması endişesiyle her birimizin başı üstünde uçmasından korktuğumuz bir kuş varmış gibi davranırdık, ona göre hesaplı konuşurduk. Hâlbuki sizler konuşurken, münazara ederken her biriniz, arkadaşınızın ayağının kaymasını ve onun sapmasını istiyorsunuz. Bu, arkadaşının kâfir olmasını istemek gibidir. Kim arkadaşının kâfir olmasını isterse, arkadaşı kâfir olmadan kendisi, kâfir olur.”  (İmam Burhaneddin ez-Zernuci, Ta’limü’l-Muteallim, s.17)​

Bu tabloyu bize aktaran Ta’limü’l-Muteallim’in müellifi Burhaneddin Zernûci’ şöyle der: “Kelâm ve münazara ilmini ihtiyaçtan fazla öğrenmek ise mekruhtur.​”

“Allah Teâla seni affetsin. O, iddia ettiğin gibi olmadığımı çok iyi biliyorsun. Zira kendimi bildiğimden beri, bir an dahi Allah’ı (cc) terk etmedim. Sadece Rabbim’in mağfiretini umarım. Yalnız O’nun azabından korkarım.” -Azap kelimesini telaffuz ederken gözlerinden yaşlar boşandı.-

“Cahillerden kim hakkımda hoş olmayan şeyler söylerse onlara hakkım helal olsun. Fakat hakkımda olumsuz yargıda bulunan kişiler ulemadan olurlarsa onları mazur görmüyorum. Darlıkta kalsınlar, hiç rahat yüzü göremesinler. Zira âlimlerin yaptıkları gıybet, kişinin ardında kalıcı iz bırakır.” (Şihabuddin Ahmed b. Hacer el-Mekki, Hayratu’l-Hısan, s. 40; Ebu Zehra, Ebu Hanife Hayatuhu ve Asruhu-Arauhu ve Fıkhuhu, s. 53)

-Erkek mi yoksa kadın mı daha güçsüzdür?
-Kadın.
-Mirasta erkeğin payı ne kadar kadının ki ne kadardır?
-Kadının payı erkeğinkinin yarısı kadardır.
-Eğer bu konuda iddia ettiğin gibi kıyasla hüküm verseydim erkeğe kadının payının yarısını verirdim. Çünkü kadın daha güçsüzdür.
-Namaz mı oruç mu daha üstündür?
-Namaz.
-Eğer kıyasla hüküm verseydim, bu konudaki nassa muhalefet eder, hayızlı bir kadına orucu değil de daha büyük bir ibadet olan namazı kaza etmesini emrederdim.
-İdrar mı yoksa meni mi daha necistir?
-İdrar.
-Eğer kıyasla hükmetseydim, gusül abdestinin meninin çıkmasından dolayı değil de idrarın akmasından dolayı gerektiğini söylerdim.

Karşılıklı bu soru cevap faslından sonra Muhammed Bakır Ebu Hanife’nin haset sahiplerinin iddia ettikleri gibi olmadığını anlar, Onu alnından öperek kutlar. (Hafızu’d-Din b. Muhammed el-Kerderi, Menâkibu Ebi Hanife, II, 221-222.)

İmam Gazzali: “Eğer münazara müspet olarak yapılmasa, menfi olarak yapılırsa menfi münazara taraflarda 10 tane helak edici afete yol açabilir” diyor.

Nedir bunlar?

1. Hased hastalığını tutuşmak
2. Kibir felaketine duçar olmak
3. Kindarlık çukurlarına yuvarlanmak
4. Gıybet bataklığına batmak
5. Nefsini tezkiye etmek
6. Başkalarının ayıplarını araştırmak
7. Karşıdakinin kötü duruma düşmesine sevinmek, iyi haline ise üzülmek
8. Nifaka kapı açmak
9. Haktan yüz çevirmek ve hakikate düşman olmak
10. Riya, gösteriş ve halkın teveccühünü kendine çekme gayretine düşmek

(1992)