Aile Cennetini Nasıl Koruyalım?

Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, İHH Van Şubesinin düzenlemiş olduğu programda “Aile Cennetini Nasıl Koruyalım?” başlıklı konferansını gerçekleştirdi.

İzleyicilerin yoğun ilgi gösterdiği programda günümüz dünyasında aile kavramının içinin boşaltılmaya çalışıldığını ve acilen buna önlem alınması gerektiğini vurgulayan Hocamız, “Bugün evlerimizde büyük bir yangın var. Çocukların ebeveynleri ile ebeveynlerin çocukları ile büyük sorunlar baş gösteriyor.” dedi ve bu sıkıntının çözümüne dair bazı mesajları bizlere aktardı;

“2016 yılında altı yüz bine yakın evlilik yapılmış, yüz yirmi beş bini boşanma ile sonuçlanmış. Bu yüz yirmi beş bin ayrılık ise evliliklerin ilk üç ayı içerisinde gerçekleşmiş. Gencecik binlerce insan üç ay içinde evliliklerini bitirmişler. Ancak eşlerden bazıları da “Çevremizdeki insanlara laf gitmesin” ya da “Yakışık olmaz, elâlem ne der?” düşüncesi ile bir ömür bu huzursuz evlerde yaşamak zorunda kalıyorlar. Peki neden? Neyi paylaşmıyoruz biz?

Bizler aile kavramının kıymetini tam anlamı ile bilmiyoruz. Bütün değerini kaybettikten sonra anlıyoruz ancak o zaman da iş işten geçmiş oluyor. Fakat unutulmamalıdır ki aile dediğimiz kavram bir tarafı olmazsa diğer tarafının ayakta kalmasına imkân bulunmayan bir kavramdır. Hayatın dengesini sağlayan terazi ailedir. Biri diğerine yaslanarak ayakta kalan bu yapının kıymetini ne olur yitirmeden anlayalım.”

Ailenin, birbirini dengeleyen ve birbirlerini dışarıdan gelen saldırılara karşı koruyan iki insan demek olduğunu belirten Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, evliliğin gayelerini 5 madde altında toparlayarak, bu gayeler doğrultusunda üzerimize düşenleri bizlerle paylaştı.

1- Evlilik nimettir; öyleyse şükrü eda edilmelidir.

Evlilik nimettir; öyleyse şükrü eda edilmelidir. Her nimetin şükrü, kendi cinsindendir. Evliliğin ne kadar büyük bir nimet olduğunu unutmadan hareket etmeliyiz. Elimizin altında olan bu nimetin “Nikmet” olmasına izin vermemeliyiz.

2-  Evlilik ibadettir. Öyleyse her ibadetin külfeti olduğu gibi evliliğin külfetine de katlanılmalıdır.

Eğer evlilik Allah’ın emri, Peygamber’in kavli ise o bir ibadettir. Aynen namaz gibi, oruç gibi, hac gibi, zekat gibi. Allah’ın emri olmasına rağmen evliliği neden ibadet olarak görmüyor ve külfetine katlanamıyoruz bunun derin bir muhasebesinin yapılması gerekiyor.

3- Evlilik dindir. Öyleyse gözünü korur gibi onu korumalısın.

Âişe annemiz naklediyor, Efendimiz (sas) şöyle buyuruyor: “Kul evlendiği zaman muhakkak dîninin yarısını tamamlamış olur, diğer yarısında da Allâh’tan sakınsın.” (Hâkim, el-Müstedrek, 2/175) Evlendiğimiz zaman dinimizin yarısını kurtarmış oluyorsak ve evlilik bizim imanımızın yarısı demek ise dinimizi korur gibi ailemizi korumak zorundayız. Resûlullah (sas) veda haccında “Kadınlar sizlere Allah’ın (cc) emanetidir” nasihatini miras bıraktı bizlere. Emanete ihanet edilmez. Hele ki Allah’ın (cc) emanetine asla ve asla ihanet edilemez. Emanete ihanet eden adam münafıklık özelliklerinden birine sahip olmuş ve Allah’ın (cc) emanetine sahip çıkamamış demektir.

4- Evlilik devlettir. Her devletin olduğu gibi evliliğin de anayasası vardır. Evliliğin yasasını belirleyen de Allah’dır.

Aile küçük bir devlettir. Evin devlet başkanı, erkektir; babadır. Peki bir devletin İslam devleti olup, olmadığı nereden anlaşılır? Üç esas varsa o devlet İslam devletidir: Kökte tevhid, gövdede adalet, dallarda meşveret. Bu üç esası taşıyan evler İslam devletidir. İstişare, amellerin bereketidir. İstişare isabet kayıt etmenin en önemli yoludur öyleyse evimizdeki aile fertleri ile sürekli istişare etmeli ve aile devleti olduğumuzu unutmamalıyız.

5- Evlilik Cihad’dır.

Evlilik cihaddır; öyleyse hazırlığı yapılmalıdır. Cihad: İnsan ile İslam arasındaki engellerin kaldırılmasıdır. Onun için en büyük cihad nefis ile olur, nefsi ile mücadele eden adam mücahittir.

6- Evlilik imtihandır.

Evlilik imtihandır, öyle ise o imtihanın üstesinden gelmek için sabır kuşanılmalıdır. Evlilikleri sıkıntıya sokan en önemli etken, beklenti meselesidir. Beklentilerimiz itidalli olursa imtihanımızın yükü hafifler.

(1358)